Mekteb-i Derviş | İslam

    A HARFİ İLE BAŞLAYAN İSLAM'A UYGUN KIZ VE ERKEK İSİMLERİ VE ANLAMLARI  

    ÂBAD: (Fars.) Er. 1. Sen, bayındır. 2. (Ar.) Sonsuz gelecek zamanlar.

    ABADÎ: (Fars.) Er. - Sen, bayındır, mamurlukla ilgili. Abadı Mehmet Çelebi. Türk hukuk bilgini (1555).

    ABAKA HAN: (Tür.)- İlhanlı hükümdarı Hülagu'nun oglu.

    ABAY: (Tür.) Er. - Beceri. Sezgi, anlayış, dikkat. Abay Kunanbayoğlu. Kazak Türk şiirinin kurucusu.

    ABBAD: (Ar.) Er. -Allaha itaat ve ibadet eden, kulluğunu hakkıyla yerine getiren. Yasaklarından kaçınan. -Abbad b. Bisr. Ashab'dan.

    ABBAS: (Ar.) Er: 1. Sert, çatık kaslı kimse. 2. Arslan (bkz. Esed, gazanfer, siir). - Abbas b. Abdülmuttalib. Rasûlullah (s.a.s)'ın amcası, Mekke'nin fethinde müslüman olmuştur.

    ABBASE: (Ar.) Ka. - (bkz. Abbas). Ahmed b. Hanbel'in hanımının ismi. Hz. Abbas'a mensup olan.

    ABBAZ: (Fars.) Er.- Yüzgeç, yüzücü.

    ABD: (Ar.) Ka. - Köle, hizmetçi, itaat edici. Kul. Sonuna Allah'ın isimleri getirilince bazı isimler meydana gelir. Abdullah, Abdurrahim, Abdulmelik gibi.

    ÂBDAR: (Fars.) Ka. - 1. Sulu, taze. 2. Parlak. 3. Sağlam vücutlu. 4. Nükteli. 5. Zarif, güzel, hoş. 6. Su veren hizmetçi.

    ABDİ: (Ar.) Er. - Kulluk ve itaat eden.

    ABDULLAH: (Ar.) Er.- Allah'ın kulu. Peygamber (s.a.s)'in en sevdiği isimlerden aynı zamanda babasının adıdır.

    ABDURRAHMAN: (Ar.) Er. - Rahman'ın kulu. Rahman; dünyada her canlıya, mü'min-kafir ayırdelmeksizin herkese merhamet eden. Allah'ın isimlerindendir. Abdurrahman ibn Avf: Sahabedendir.

    ABDURRAUF: (Ar.) Er. - Rauf olan Allah'ın kulu. (bkz. er-Rauf).

    ABDUSSABUR: (Ar.) Er. - Sonsuz sabır ve genislik sahibi Allah'ın kulu. Allah'ın isimlerinden, (bkz. es-Sabur).

    ABDÜDDAR: (Ar.) Er. - Zararlı seyleri ve sebeblerini bir hikmete mebni olarak yaratan Allah'ın kulu. ed-Dar. Allah'ın isimlerindendir.

    ABDÜLAFUV: (Ar.) Er. - Genis Avf ve magfiret sahibi yüce Allah'ın kulu. Allah'ın isimlerinden, (bkz. el-Afuv).

    ABDÜLA'LA: (Ar.) Er. - En yüksek, en yüce ve yücelikte esi olmayan Allah'ın kulu. A'la kelimesi Kur'an-ı Kerim'in sıfatı olarak geçmektedir. Ünlü bir İslam bilgini.

    ABDÜLALİ: (Ar.) Er. - Yüce, ulu, san ve şeref sahibi Allah'ın kulu. Ali kelimesi Kur'an'da Allah'ın yüceliğini vasfetme anlamında kullanılmıştır.

    ABDÜLALİM (Ar.) Er. - Alim ve mükemmel bilgiyi uhdesinde bulunduran Allah'ın kulu. Alim kelimesi Allah'ın 99 isminden birisidir.

    ABDÜLAZİM: (Ar.) Er. - Azamet ve büyüklük sahibi Allah'ın kulu. - Allah'ın isimlerinden, (bkz. el- Azim).

    ABDÜLAZİZ: (Ar.) Er. - Büyük ve aziz olan, izzet ve seref sahibi Allah'ın kulu. (bkz. Aziz). Aziz Allah'ın isimlerindendi r. - Sultan Abdülaziz: 32. Osmanlı padisahının adı.

    ABDÜLBAKİ: (Ar.) Er. - Sonsuz, ebedi olan ve ölmenin kendisi için söz konusu olmadığı. Allah'ın kulu- Allah'ın isimlerinden, (bkz. Baki).

    ABDÜLBARİ: (Ar.) Er. - Yaratan, yaratıcı Allah'ın kulu. Bari ismi, Allah'ın isimlerindendir. "Abd" takısı almadan kullanılmaz.

    ABDÜLBASİT: (Ar.) Er. - Genislik, ferahlık ve kolaylık verici olan Allah'ın kulu. - Allah'ın isimlerinden (bkz. el-Basıt).

    ABDÜLBASİR: (Ar.) Er. - Her seyi görüp gözeten ve gizliligin kendisi için söz konusu olmadıgı yüce Allah'ın kulu. - (bkz. el-Basir).

    ABDÜLBEDİ: (Ar.) Er. - Allah'ın isimlerinden.- Bedi'nin kulu. (bkz. el-Bedi).

    ABDÜLBERR: (Ar.) Er. - Berr'in kulu. Cömert ve ihsan edicinin kulu.-Berr, Allah'ın isimlerindendir. (bkz. el-Berr).

    ABDÜLCEBBAR: (Ar.) Er. - Cebredici, zorlayıcı, kuvvet ve kudret sahibi Allah'ın kulu. Cebbar, Allah'ın isimlerindendir.

    ABDÜLCELİL: (Ar.) Er. - Büyük, ulu, yüce Allah'ın kulu. Celil, Allah'ın isimlerindendir.

    ABDÜLCEMAL: (Ar.) Er. - Güzellikleri kendinde toplayan Allah'ın kulu.

    ABDÜLCEVAT: (Ar.) Er. - Cömert olan Allah'ın kulu.

    ABDÜLEHAD: (Ar.) Er. - Seriki ve ortagı bulunmayan, tek olan Allah'ın kulu. Ehad, Allah'ın isimlerindendir.

    ABDÜLESED: (Ar.) Er. - Aslan'ın kulu.- Hz. Rasûlullah (s.a.s)'m reddettigi isimlerdendir. Müslümanlar kullanmazlar.

    ABDÜLEVVEL: (Ar.) Er. - Herse-yin evveli, ilk olan, varlıgının baslangıcı bulunmayan Allah'ın kulu.

    ABDÜLEZEL: (Ar.) Er. - Ezelden beri var olan varlıgı için baslangıç söz konusu olmayan Allah'ın kulu.

    ABDÜLFERİD: (Ar.) Er. - Tek, essiz, esi olmayan, kıyas kabul etmez, üstün olan. Allah'ın kulu. (bkz. Ferid).

    ABDÜLFETTAH: (Ar.) Er. – Zafer kazanmıs, üstün gelmis, fetheden-açan, kullarınının kapalı-müskil islerini açan Allah'ın kulu. (bkz. Fettah). Allah'ın isimlerindendir.

    ABDÜLGAFFAR: (Ar.) Er. - Kullarının günahlarını affeden Allah'ın kulu. - (bkz. Gaffar). Allah'ın isimlerindendir. "Abd" takısı almadan kullanılmaz.

    ABDÜLGAFUR: (Ar.) Er. - Kullarının günahlarını tekrar tekrar bagıslayıcı olan Allah'ın kulu. - (bkz. Gafur). "Abd" takısı almadan kullanılmaz.

    ABDÜLGANİ: (Ar.) Er. - Zengin, varlıklı, bol, doygun olan Allah'ın kulu.- Allah'ın isimlerinden, (bkz. Gani).

    ABDÜLHABİR: (Ar.) Er. - Her seyin iç yüzünden, gizli ve saklılıklarından haberdar olan Allah'ın kulu. (bkz. el-Habir). Allah'ın isimlerinden.

    ABDÜLHADİ: (Ar.) Er. - Hidayet eden, dogru yolu gösteren Allah'ın kulu. - Allah'ın isimlerinden, (bkz. Hadi).

    ABDÜLHAFIZ: (Ar.) Er. - Herseyi bütün ayrıntı ve inceligiyle kayıtlayıp tutan ve diledigi zamana kadar bela ve afetlerden koruyan Allah'ın kulu. -(bkz. el-Hafız). Allah'ın isimlerinden.

    ABDÜLHAK: (Ar.) Er. - Hak ve gerçek olan, varlıgı hiç degismeden duran Allah'ın kulu. - Hak, Esmau'l-Hüsna'dandır.

    ABDÜLHAKEM: (Ar.) Er. Bütün islerin kendisine döndürüldügü, onun adalet ve kararına bas vuruldugu yüce Hakem Allah'ın kulu. - (bkz. el-Ha-kem). Allah'ın isimlerinden.

    ABDÜLHAKİM: (Ar.) Er. - Her seye hükmeden Allah'ın kulu.- Hakim, Allah'ın isimlerindendir. "Abd" takısı almadan kullanılmaz.

    ABDÜLHALÝİK: (Ar.) Er. - Yaratan, yoktan vareden, yaratıcı Allah'ın kulu. - Halik, Allah'ın isimlerinden. "Abd" takısı almadan kullanılmaz.

    ABDÜLHALİM: (Ar.) Er. - Tabiatı yavas olan, yumusak huylu, hikmetli Allah'ın kulu. - (bkz. Halim). Allah'ın isimlerinden.

    ABDÜLHAMİD. (Ar.) Er. - Hamdolunmus, övülmüs, bütün varlıgın diliyle övülmüs Allah'ın kulu. - Hamid; Allah'ın isimlerindendir. (bkz. Hamid).- Türk dil kuralları açısından "d/t" olarak kullanılır.

    ABDÜLHASİB: (Ar.) Er. - Bütün varlıkların takdir edilen hayatları boyunca yaptıkları bütün islerin ayrıntılarıyla hesabını en iyi bilen Hasib'in kulu. - Hasib; Allahın isimlerindendir.

    ABDÜLHAY: (Ar.) Er. - Daima diri olan, ebedi hayat sahibi, her seye gücü yeten Cenab-ı Allah'ın kulu. -(bkz. el-Hay). Allah'ın isimlerinden.

    ABDÜLKADİR: (Ar.) Er. - Bitmez tükenmez kuvvet sahibi olan, her seyi yapmaya gücü yeten Allah'ın kulu.-Kadir; Allah'ın isimlerindendir. (bkz. Kadir).

    ABDÜLKAVİY: (Ar.) Er. - Sonsuz güç ve kuvvet sahibi Allah'ın kulu. -Kaviy kelimesi Esmau'l- Hüsna'dandır. (bkz. el-Kaviyy).

    ABDÜLKAYYUM: (Ar.) Er. - Bu isim her seyin bir varlık olarak durabilmesi için neye ihtiyacı varsa onu veren, gökleri, yeri ve her seyi tutan, baki, kaim Allah'ın kulu. - Kayyum, Allah'ın isimlerindendi. (bkz. el-Kayyum).

    ABDÜLKEBİR: (Ar.) Er. - Kebir'in, büyüklük ve Azamette essiz olan Allah'ın kulu. - Kebir; Allah'ın isimlerindendi. (bkz. el-Kebir).

    ABDÜLKERİM: (Ar.) Er. - Keremi bol, cömert olan Aziz ve Celil Allah'ın kulu. - Kerim; Allah'ın isimle -rindendir. (bkz. Kerim).

    ABDÜLLATİF: (Ar.) Er. - Latif, güzel, yumusak, hos, nazik olan bütün olayların ve esyanın inceliklerini bilen Allah'ın kulu. - el-Latif; Allah'ın isimlerindendi. (bkz. Latif).

    ABDÜLMACİD: (Ar.) Er. - Kadru sanı büyük, cömertlik ve keremi bol olan, Allah'ın kulu. - Macid kelimesi, Allah'ın isimlerindendi. (bkz. el-Ma-cid).

    ABDÜLMALİK: (Ar.) Er. - Sahip olan, her seyin mülkiyetinin sahibi olan Allah'ın kulu. - Malik; Allah'ın isimlerindendi. "Abd" takısı almadan kullanılmaz.

    ABDÜLMECİD: (Ar.) Er. - Sanı büyük ve yüksek olan, san ve onur sahibi yüce Allah'ın kulu. - Mecid kelimesi Allah'ın 99 isminden biridir. Sultan Abdülmecid Han: 31. Osmanlı padisahı.

    ABDU'L-MELİK: (Ar.) Er. - Her sey üzerinde tasarruf ve hükmeden tek hükümdar Allah'ın kulu. el- Melik, Allah'ın isimlerindendir.

    ABDÜLMENNAN: (Ar.) Er. – Çok ihsan eden, ihsanı bol olan Allah'ın kulu. - Mennan kelimesi, Allah'ın sıfatlarındandır.

    ABDÜLMESİH: (Ar.) Er. - Hastalara sifa veren, mesih Ýsa'nın kulu.-(bkz. Mesih). Ýsim olarak kullanılmaz.

    ABDÜLMETİN: (Ar.) Er. - Metanetli, saglam, dayanıklı olan Allah'ın kulu. - (bkz. Metin). Allah'ın isimlerin-dendir.

    ABDÜLMUCİB: (Ar.) Er. - Kendisine yönelip yalvaranların isteklerine cevap veren, onların dua ve tevbelerine icabet eden yüce Allah'ın kulu. Mucib, Esmau'l-Hüsna'dandır. - (bkz. el-Mucib).

    ABDÜLMUHSİ: (Ar.) Er. - Bütün varlıkların sayısını tek tek bilen Allah'ın kulu. - Muhsi, Esmau'l- Hüsna'dandır.

    ABDÜLMUHYİ: (Ar.) Er. - Hayat veren, can ve ruh veren, bütün canlıları ve hayatı diri tutan Allah'ın kulu. - Muhyi, Allah'ın 99 isminden birisidir, (bkz. Muhyi).

    ABDÜLMUİD : (Ar.) Er. - Yaratılmısları yokettikten sonra tekrar dirilten Allah'ın kulu. - Muid Allah'ın 99 isminden birisidir, (bkz. el-Muid).

    ABDÜLMUİZ: (Ar.) Er. - Muiz'in, izzet veren, sereflendiren Allah'ın kulu. - (bkz. el-Muiz). Allah'ın isimlerindendir.

    ABDÜLMÜMİN: (Ar.) Er. - Gönüllerde iman nurunu yerlestiren, kendisine yönelenlere, iman nasib ederek onları hidayetine alan, koruyan yüce Allah'ın kulu. - Mü'min, Allah'ın isimlerindendir.

    ABDÜLVACİD: (Ar.) Er. - Yoktan vareden, meydana getiren, diledigini anında elde eden, zenginlik ve servetine nihayet bulunmayan Vacid'in kulu. Vacid, Allah'ın isimlerindendir. -(bkz. el-Vacid).

    ABDÜLVAHİD: (Ar.) Er. - Tek ve essiz olan, zatında sıfatlarında, hükümlerinde, islerinde asla benzeri olmayan Allah'ın kulu. - Vahid kelimesi Cenab-ı Hakk'ın Kur'an'da zikredilen 99 isminden birisidir, (bkz. el-Vahid).

    ABDÜLVALİ: (Ar.) Er. - Bütün alemleri ve meydana gelen bütün olayları tedbir ve idare eden Allah'ın kulu. - Vali, Esmau'l-Hüsna'dandır. (bkz. el-Vali).

    ABDÜLVARİS: (Ar.) Er. - Gerçek servet ve zenginliklerin mutlak sahibi. Bütün zenginliklerin son ve asıl sahibi olan yüce Allah'ın kulu. - Varis kelimesi Allah'ın isimlerindendir. (bkz. el-Varis).

    ABDÜLVASİ: (Ar.) Er. - Vasi'nin kulu.Genislik sahibi ve müsade edici, darlık, fakirlik ve sıkıntıdan münezzeh olan Allah'ın kulu. - Vasi kelimesi, Allah'ın isimlerindendir. (bkz. el-Vasi).

    ABDÜLVEDUD: (Ar.) Er. - Vedud'un kulu.- Allah'ın isimlerinden. Vedud; iyi amel sahibi kullarını seven, onlara rahmet ve rızasını yönelten,

sevilmeye ve sayılmaya, dostlugu kazanılmaya yegane layık olan yüce Allah anlamındadır.

    ABDÜLVEHHAB: (Ar.) Er. - Çok çesitli nimetleri daima bagıslayan Allah'ın kulu. Vehhab, Allah'ın isimlerindendir. - "Abd" takısı almadan kullanılmaz.

    ABDÜLVEKİL: (Ar.) Er. - Kendisine tevekkül edilen, kudretiyle kullarının islerini halleden, onlara yardımcı olan yüce Allah'ın kulu. - Vekil. Allah'ın isimlerindendir. (bkz. el-Vekil).

    ABDÜLVELİ: (Ar.) Er. - Kendisine iman edenlerin dostu ve yardımcısı. Yarattıklarına mütevelli ve nazar edici olan Allah'ın kulu. - el-Veliyy kelimesi Allah'ın isimlerindendir. (bkz. el-Veli).

    ABDÜNNAFİ: (Ar.) Er. - Yararlı seyleri ve sebeplerini kudretiyle yaratan Allah'ın kulu. - Nafı kelimesi, Allah'ın isimlerindendir. (bkz. en-Nafı).

    ABDÜNNASIR: (Ar.) Er. - Yardım eden, Yardımcıların en hayırlısı, mü'minlere nusret ve zafer veren Allah'ın kulu. - Nasır, Allah'ın sıfatlarındandır.

    ABDÜNNASIR: (Ar.) Er. - Yardımcı, yardım eden Allah'ın kulu.

    ABDÜNNUR: (Ar.) Er. - Nur sahibi, aydınlık, parlaklık sahibi olan Allah'ın kulu. - Nur, Allah'ın isimlerindendir.

    ABDÜRRAFİ: (Ar.) Er. - Rafı'nin kulu. (bkz. er-Rafi). Allah'ın isimlerinden

    ABDÜRRAHİM: (Ar.) Er. - Merhametli, esirgeyen, koruyan, acıyan, ahirette mümin kullarına merhamet eden Allah'ın kulu.- er-Rahim, Allah'ın isimlerindendir.

    ABDÜRRAUF: (Ar.) Er. - Çok lütuf, sevkat ve rahmet eden. Onları belli nimetlerle dengeli yasatan, seviyelendiren Allah'ın kulu. (bkz. Rauf).

    ABDÜRREŞİD: (Ar.) Er. - Allah'ın isimlerinden. Resid'in kulu.- (bkz. er-Resid).

    ABDÜRREZZAK: (Ar.) Er. - Bütün mahlukların rızkını veren Allah'ın kulu.- Rezzak, Allah'ın isimlerindendir. "Abd" takısı almadan kullanılmaz.

    ABDÜSSAMED: (Ar.) Er. - Kimseye hiçbir seye muhtaç olmayan, Allah'ın kulu. - Samed, Allah'ın isimlerindendir. "Abd" takısı almadan kullanılmaz. Türk dil kuralı açısından "d/t" olarak kullanılır.

    ABDÜSSELAM: (Ar.) Er. - Barıs, rahatlık, selamete çıkaran, selam eden, zevalsiz ebedi olan Allah'ın kulu. - es-Selam kelimesi, Allah'ın isimlerindendir. "Abd" takısı almadan kullanılamaz.

    ABDÜSSEMİ: (Ar.) Er. - Her seyden arınmıs olarak bütün sesleri, sözleri ve kelimeleri işitip ayırt eden yüce Allah'ın kulu. (bkz. es-Semi').

    ABDÜSSETTAR: (Ar.) Er. - Günahları örten, gizleyen Allah'ın kulu.

    ABDÜSŞAHİD: (Ar.) Er. - Sahid'in kulu. Görünen ve görünmeyen esyanın hepsini görücü ve tasarruf edici olan ve her seyi müsahade altında bulunduranAllah'ın kulu. - Sahid, Allah'ın isimlerindendir. (bkz. es-Sahid).

    ABDÜSŞEKÜR: (Ar.) Er. - Emrine uyan, yasaklarından sakınan kullarını seven ve çok ikramda bulunan Allah'ın kulu. - Sekür, Allah'ın isimlerindendir. "Abd" takısı almadan kullanılmaz.

    ABDÜZZAHİR: (Ar.) Er. - Varlık ve birliği sonsuz sayıda eserler ve delillerle belli olan Allah'ın kulu. - ez-Zahir, Allah'ın isimlerindendir. (bkz. ez-Zahir).

    ABER: (Ar.) Er. - Hz. Nuh'un erkek torunu.

    ABENDAM: (Fars.) Ka. - Güzel vücutlu, güzellik.

    ABGUN: (Fars.) Er. - 1. Mavi renk. Gök. 2. Parlak. 3. Nisasta.

    ABHER: (Ar.) Er. 1. Nergis çiçegi. 2. Yasemin. 3. Zerrin kadehi çiçegi. 4. Dolu kab.

    ABILAY HAN: (Tür.) Er. - Orta cüz Kazak Hanı. Ülkesini Çinlilere, Hive hanlıklarına karsı ustaca savundu (1711-1781).

    ABISKA NOYAN: (Tür.) Er. - İlhanlı komutan. (XIII-XIV. yy.) bkz. Abusga.

    ABHİZ: (Fars.) Er. 1. Büyük dalga. 2. Kaynak. 3. Su yolu.

    ABİD: (Ar.) Er. Allah'a ibadet eden, çok ibadet eden, zahid. Kullar, köleler.

    ABİDE: (Ar.) Er. - Anıt. Önemli ve degerli yapıt.

    ABİDİN: (Ar.) Er. - İbadet edenler-Zeyne'l-Abidin'den kısaltma isim ad. Zeynelabidin: Hz. Ali'nin torunlarından biri, ibadet edenlerin ziyneti.

    ABSAR: (Ar.) Ka.- Şelale.

    ABUSKA: (Tür.) Er. - Koca, zevce, yaslı erkek.

    ABUZER: (f.a.i.) Er. - Altın suyu. Altın suyu gibi parlak ve görkemli. Yahut Ebu Zer (el-Gıfarî) isminin fonetik degisiklige ugramıs sekli.

    ABUZETTİN: (Ar.) Er. - Din yolunda çabuk, hızlı giden

    ACA: (Tür.) Er. 1. Amca, agabey. 2. Güçlü kuvvetli, basladıgı isi bitiren. 3. Büyük

    ACABAY: (Tür.) Er. - (bkz. Aca).

    ACAHAN: (Tür.) Er. - (bkz. Aca).

    ACAR: (Tür.). 1. Becerikli. 2. Atılgan, ele avuca sıgmaz. 3. Halk. 4. Yeni, taze- Erkek ve kadın adı olarak kullanılır (örfte). Acar, Sırrı: 1967 Dünya Güres sampiyonu Türk.

    ACARALP: (Tür.) Er. - Yigit, becerikli, cesur kisi.

    ACARBAY: (Tür.) Er. - Dogan Acarbay, olimpiyatlarda yarısmıs Türk atlet, 1948.

    ACARER: (Tür.) Er. - (bkz. Acaralp).

    ACARKAN: (Tür.) Er. - (Acaralp).

    ACARMAN: (Tür.) Er. - Çevik, becerikli, girisken.

    ACARÖZ: (Tür.) Er. - Özünde yigitlik bulunan.

    ACARSOY: (Tür.) Er. - Yigit, soylu.

    ACEM: (Ar.) Er. 1. Arap olmayan milletlerin hepsi 2. Açık ve dogru Arapça konusamayan kimse 3. Özellikle Ýranlı, Ýran halkından biri. Acem Bekir Efendi: Türk Reisü'l-Küttab, 1723.

    ACER: (Ar.) Ka. - Hz. İsmail (a.s.)'in annesi (bkz. Hacer).

    ACLAN: (Ar.) Er. - Hızlı, çabuk, telaslı. Osman Bey ile çagdas olan 14. yy. ortalarında yasamıs Karasi Beyi.

    ACUN: (Ar.) Er. - Dünya, varlık.

    ACUNAL: (Tür.) Er. - Dünyayı kapsayan, dünyayı fetheden.

    ACUNALP: (Tür.) Er. - (bkz. Acunal).

    ACUNMAN: (Tür.) Er. - Dünyaca tanınmıs, ünlü.

    AÇANGÜL: (Tür.) Ka. - (bkz. Gül).

    AÇE: (Tür.) Ka. - Sumatra adasının en kuzey kısmı. Önceleri burada Açe İslam devleti hüküm sürerdi. Simdi ise Hollanda sömürgesidir.

    AÇELYA: (Yun.i.) Ka. - Kokusuz, fundagillerden çesitli renklerde çiçekler açan bir bitki.

    AÇIL: (Tür.) Ka. - Açılmak eyleminden emir; serpil

    AÇILAY: (Tür.) Ka. - Ayın dolunay halinde olmaya başlaması

    ADAHAN: (Tür.) Er. - Adanın hakimi, yöneticisi.

    ADAL: (Tür.) Er. - "Adın yayılsın, ün kazan" manasında.

    ADALEDDİN : (Ar.) Er. - Dinin adaleti- Türk dil kuralı açısından "d/t" olarak kullanılır.

    ADALET: (Ar.) Ka./Er. - 1. Hakka riayctkarlık, hak tanırlık, haklılık, dogruluk. 2. Haksızlıktan uzaklasma. 3. Düzenli ve dengeli davranma. 4. Hakkaniyet.

    ADANIR: (Tür.) Ka./Er. - Sanlı, söhretli

    ADEM: (İb.h.i.) Er. 1. Allah'ın yarattıgı ilk insan, insan soyunun atası ve ilk peygamberi. 2. Adam. 3. İyi, temiz kimse. Âdem (a.s.) ilk insan ve ilk isimlendirilen varlık. Kur'an'da Hz. Adem'in 25 yerde ismi geçer.

    ADETULLAH: (Ar.) Er. - Allah'ın kanunu, ilahi sünnet.

    ADEVİYE: (Ar.) Ka. 1. İyilik, yardımseverlik. 2. Ünlü hanım mutasav-vıfe.

    ADIGÜZEL: (Tür.). Ka./Er. - Güzel isim. Verilen ismin güzel olması.

    ADİL: (Ar.) Er. 1. Dogruluk gösteren. Dogru. 2. Esit, es, müsavi. 3. Adaletli davranan. Kur'anî bir isimdir. Allah'ın emirlerini hakkıyla uygulayan anlamına gelir. Rasid halifelerin 2. cisi Ömer b. el- Hattab'ın meshur lakabı.

    ADİLE: (Ar.) Ka. 1. Dogruluk gösteren. 2. Dogru- Her isinde adalet, dogruluk bulunan hükümet. 3. Adile Sultan; Osmanlı döneminde Bagdat'ta valilik yapan Süleyman Pasa'nın hanımı. Adına bir cami bir de kervansaray yapılmıstır.

    ADİLHAN: (a.t.i.) Er. - Adil yönetici.

    ADİL GİRAY: (a.t.i.) Er. - Kırım ve-liahtı. (1548- Kazvin 1579) Devlet Giray'ın oglu. Osmanlı-Ýran savasında Osmanlılara yardımcı oldu. Ýkinci Samah savasını kazanan İranlılarca tutsak edildi ve Kazvin'de öldü.

    ADİN: (Ar.) Er. - Cennet (Adn).

    ADİY: (Ar.) Er. - Savasçı, savastan geri durmayan, mücahid. Adiy b. Hatim et-Tai: 630 yılında müslüman oldu. Babası gibi cömertti. Kabilesinde İslam'dan dönme egilimleri görünce engel oldu. Cemel vakasında Hz. Alinin yanında yer aldı.

    ADNAN: (Ar.) Er. - Cennette ölümsüzlüge kavusan kimse.

    ADNİ: (Ar.) Er. 1. Adın'a mensup, (bkz. Adnan). 2. Cennete girmeye hak kazanan. Adni Recep Dede. Türk mutasavvıf, sair. (Belgrat 1688).

    ADNİYE: (Ar.) Ka. - (bkz. Adni).

    AFAFET: (Ar.) Ka. 1. Afıflik, temizlik, temiz olan. 2. Fenalıktan, günah islemekten kaçınma. 3. Namuslu olmak.

    AFET: (Ar.) Ka. 1. Büyük felaket, bela, musibet. 2. Çok güzel kadın, dilber.

    AFFAN: (Ar.) Er. - Kötü seylerden kaçınan, kötülüklerden uzaklasan, temiz. Ashab'dan bu ismi kullananlar olmustur.

    AFGAN: (Ar.) Er. - Heyecanlı, çabuk öfkelenen. Orta Asya'da yasayan müslüman bir kavim. Cemalettin Af-gani: Müslüman alimlerden.

    AFİF: (Ar.) Ka. 1. İffetli, namuslu, ırz ve namus sahibi kadın. 2. Dogru, haramdan sakınan, yolsuzluga sapmaz kisi.

    AFİFE: (Ar.) Ka.. - (bkz. Afif). IV. Mehmed'in hanımı.

    AFİL: (Ar.) Er. 1. Uful eden, gurub eden, batan (günes, yıldız). 2. Görünmez olan, kaybolan

    AFİTAB: (Fars.) Ka.l. Günes, gün ısıgı. 2. Çok güzel, dilber, parlak yüz.

    AFRA: (Ar.) Ka. 1. Ayın onüçüncü gecesi. 2. Beyaz toprak. Afra binti Ubeyde: Sahabe hanımlardan.

    AFŞAR: (Tür.) Er. 1. Oguz Türklerinin 24 boyundan biri. Türkiye, Iran, Azerbaycan ve Afganistan'da dagınık olarak yasamaktadırlar. 2. Çabuk is gören, çevik, atılgan

    AFŞİN: (Tür.) Er. - Zırh, silah. Afsin bey: Selçuklu komutanı. ( XI. yy.). Gümüstigin'le birlikte Anadolu savaslarına çıktı. Malatya'da Bizans ordularını yendi. Marmara kıyılarına kadar ilerledi (1079).

    AFTABE: (Fars.) Ka. - 1. Su kabı. 2. Günes biçiminde yapılan mücevher.

    AFUV: (Ar.) Er. - Daima affeden, merhametli. Esmaü'l-Hüsna'dandır. "Abd" takısı alarak kullanılır.

    AGAH: (Fars.) Er. - Bilgili, haberli, uyanık, afif. Vakıf olmus, malumatlı. Agah Efendi: (1744-1824). Türk devlet adamı.

    AGAN: (Tür.) Ka.- Akanyıldız, agma

    AGER: (Tür.) Er. - Temiz, dogru kimse

    AGRA: (Ar.) Er. - Çok sevimli, çok yakısıklı.

    AĞA: (Tür.) Er. 1. Yaslanma manasına gelen "agmak"tan. Büyük, efendi. Büyük kardes, agabey. 2. Amir, bas, reis. Eski devlet teskilatımızda bazı idarecilere verilen unvan. 3. Osmanlı devletinde okumayazma bilenlere verilen seref unvanı. 4. Halkın saygısını kazananlara verilen unvan. 5. Er-kek, es, koca. 6. Eski büyük konaklarda çalısan hizmetlilerin bası. Eski Türklerde soylu aileye mensup kadınlar da bu unvanı kullanmıslardır.

    AĞAHAN: (Tür.) Er. - Nizari İsmaili imamlara verilen unvan. Dogu Türkçesinde ağabey anlamında da kullanılmıştır. Türk kökenli Kaçarların onur unvanıydı. Aga Han: Nizari İsmailîlerin dini önderi.

    AĞAR: (Tür.) Er. - 1. Beyaz renkli. 2. Açık tavırlı, samimi. 3. Asil, onurlu, serefli.

    AĞANER: (Tür.) Er. - Saf, temiz, duru insan.

    AĞCA: (Tür.) Ka. - Beyaz tenli kadın.

    AĞGÜL: (Tür.) Ka. - Beyaz gül, ak gül.

    AHAD: (Ar.) Er. 1. Bir, kisi, kimse. 2. Birler, birden dokuza kadar olan sayılar. 3. Ünlü Türk denizcilerinden Ahad bey (Umur bey donanmasından).

    AHAVİ: (Ar.) Er. - 1. Kardesçe, dostça. Kardes gibi.

    AHBARÎ: (Ar.) Er. - Haber veren, rivayet eden.

    AHDİ: (Ar.) Er. - Ahd, and icabı veya ahd ve ahda müteallik. Ahdî, Türk tezkire yazan ve Divan sairi (Bagdat 1593).

    AHENK: (Fars.) Ka. 1. Uygun, uyum düzen, armoni. 2. Renkler arasında uygunluk. Sesler arasında uygunluk, düzen, makam. 3. Çalgılı eglence-Saz takımınca icra edilen beste. 4. Kasıt, niyet.

    AHFA: (Ar.)- Kalb, ruh, sır, hafi, ah-fa seklinde sıralanan "Ietafet-i hamse" sonuncusuna verilen ad.- Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

    AHFAZ: (Ar.) Er. - 1. Bellegi çok kuvvetli. 2. Kur'an'ı en iyi hıfzetmis kisi. 3. Alçak gönüllü.

    AHFES: (Ar.) Er. 1. Küçük gözlü, zayıf bakıslı. 2. Yalnız gece gören kimse. Ahfes lakabında üç büyük Arap alimi vardır. Abdülhamid, Said b. Mes'ade, Ali b. Süleyman.

    AHİ: (Ar.) Er. 1. Ahi ocagına mensup olan kimse. 2. Cömert, eliaçık. Ahi Benli Hasan. Türk sairi. Yavuz döneminde yasamıs ve Sirinu Perviz mesnevisini yazmıstır.

    AHİD: (Ar.) Er. 1. Bir seyin yerine getirilmesini emretmek. 2. Söz vermek. Emir, talimat, taahhüt, anlasma, yükümlülük.

    AHKAF: (Ar.) Er. 1. Kum fırtınası 2. Kur'an-ı Kerim'in 6. suresi. Araplar bu ismi, Arabistan'ın güneyinde, kimsenin bilmedigi ve giremedigi çöle vermislerdir.

    AHLA: (Ar.) Ka. - Çok tatı. Pek sirin.

    AHLAS: (Ar.) Er. - 1. Saf, halis, ka-rısımsız. 2. Ýyi yürekli, temiz kimse. 3. Kur'anî ıstılahta, Allah'a halis olarak yönelip ihlaslılıkta ileri bir dereceye varmıs kul.

    AHMED: (Ar.) Er. - Çok, en çok övülmüs, methedilmis. Kur'an-ı Kerim'de Saf suresinin 2. ayetinde: Hz.İsa, israilogullarına: "...adı Ahmed olan peygamberi de müjdeleyici olarak geldim" seklinde geçen isimlendirme ile Peygamberimizin isimlerinden birisi olarak anıldı ve kullanılmaya baslandı.- Türk dil kuralı açısından "d/t" olarak kullanılır. Ahmed-i Muhtar, Hz. Muhammed (s.a.s).

    AHMER: (Ar.) Er. - Kırmızı, kızıl.

    AHNEF: (Ar.) Er. 1. Ayaklan çarpık ve egri bügrü olan. Daha çok lakap olarak kullanılır. Ahmet b. Kays, as-habdan.

    AHNES: (Ar.) Er. - Basık ve sivri burunlu. Daha çok lakap olarak kullanılır.

    AHRA: (Ar.) Ka. - Daha layık, münasip, uygun

    AHSA: (Ar.) - Arabistan'ın Kuveyt-Katar kısmına verilen isim- Erkek ve kadın adı olarak kullanılır

    AHSEN: (Ar.) - Daha güzel, çok güzel, en güzel. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. Ahsen-i takvim: En güzel sekil. Kur'an-ı Kerim'in Tin suresinin 3. ayetinde insanın ahsen-i takvim üzere yaratıldıgı beyan buyurulmaktadır. Ahsen kelimesi, Kur'an'da 16 yerde zikredilmistir.

    AHTER: (Fars.) Ka. - Yıldız.

    AHU: (Fars.) Ka. 1. Ceylan, karaca, gazal. 2. Güzel, ince alımlı kadın. 3. Gözleri ceylan gözüne benzeyen kadın. 4. Kardes, dost

    AHVER: (Ar.) Er. -1. Müsteri yüzlü, güzel gözlü adam. 2. Zeki, akıllı.

    AHVES: (Ar.) Er. - Cesur, kahraman, yigit.

    AİŞE: (Ar.) Ka. - 1. Yasayan, zenginlik ve bolluk gören. Yasayıs. Aise binti Ebu Bekir. Peygamberimiz (s.a.s)'in hanımlarından. Muhterem annelerimizden biri olan Aise (r.a.) Ýslami bilgisi ve fakihligi ile de meshurdur (bkz. Ayse).

    AJDA: (Tür.) Ka. 1. Filiz sürgün. 2. Çentik çentik olan sey

    AKABE: (Ar.) Er. 1. Sarp geçit, çıkılması zor yokus. 2. Tehlike. Atl

    AKAD: (Tür.) Er. - Dogruluguyla, dürüstlügüyle tanınmıs kimse.

    AKALP: (Tür.) Er. - Dogrulugu ve dürüstlügüyle tanınan kimse.

    AKALIN: (Tür.) Er. - Alnı açık, suçu olmayan, onurlu. Akalın (Besim Ö-mer Pasa). Türk hekim.

    AKANAY: (Tür.) Ka. - Yıldız kümesi.

    AKANSEL: (Tür.) Er. 1. Akarsu. 2. Uzun mesafeler geçerek denize dökülen akarsu.

    AKAR: (Tür.) Er. 1. Akıp geçen. 2. Gelir getiren.

    AKASMA: (Tür.) Ka. - Beyaz, mavi, morumsu, pembe çiçek veren yabani, tırmanıcı bir bitki.

    AKASOY: (Tür.) Er. - Sevilen, sayılan soydan gelen

    AKASYA: (Yun.i.) Ka. - Küçük sıra yapraklı, gölgeli küçük cinsleri süs için yetistirilen baklagillerden bir agaç. Salkım agacı da denir.

    AKAY: (Tür.)- Beyaz ay, ayın tam bir daire olarak dolgun, parlak göründügü evre. Ak ve ay kelimelerinden birlesik isim. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

    AKBATU: (Tür.) Er. - Yigit erkek.

    AKBATUN: (Tür.) Er. - (bkz. Akbatu).

    AKBEHMEN: (Tür.) Er. Peygamber çiçeginin esanlamlısı.

    AKBİLGE: (Tür.) - Alim, bilgili, dürüst kimse.- Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

    AKBOGA: (Tür.) Er. - Boga gibi güçlü ve temiz sahsiyetli. Akboga Celayir: Mogol emir ve komutanı.

    AKBORA: (Tür.) Er. - (bkz. Bora)

    AKBUDUN: (Tür.) Er. - Temiz, tanınmıs soydan gelen

    AKBURAK: (Tür.) Er. - (bkz. Burak)

    AKÇAN: (Tür.) Ka. - Temiz, dürüst kimse

    AKCEBE: (Tür.) Er. - Beyaz zırh sahibi yigit.

    AKÇA: (Tür.) Ka. 1. Oldukça ak, beyazca. 2. Eskiden kullanılan küçük gümüs para, nakit. 3. Temiz, saf, iyi niyetli kisi.

    AKÇAKİRAZ: (Tür.) Ka. - Bir kiraz çesidi.

    AKÇAKOCA: (Tür.) Er. - Temiz ve namuslu erkek. - Osman Gazi ve Orhan Gazi'nin silah arkadası.

    AKÇALI: (Tür.) Er. - Varlıklı, zengin.

    AKÇAM: (Tür.) Er. - Kuzey Amerika'da yetisen bir çam türü.

    AKÇAR: (Tür.) Er. - iyi ruhlar.

    AKÇIL: (Tür.) - Beyazımsı, solgun Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

    AKÇİÇEK: (Tür.) Ka. - Beyaz çiçek- Daha çok örfte kullanılır.

DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ


Etiketler: İslam'a Uygun Kız ve Erkek İsimleri Nelerdir? Kuran'da Geçen İsimler Nelerdir? İsimlerin Anlamları Nelerdir? Dini İsimler, Çocuğuma ne isim koyabilirim, hangi ismi koyabilirim | Mekteb-i Derviş

Not: HTML'e dönüştürülmez!
    Kötü           İyi
Benzer Konular