AKŞEMSEDDİN HAZRETLERİ'NDEN (K.S.) NASİHATLAR SÖZLER
Ben, hürriyeti kulluğa satmam.
Yürü, bir an için mezarlıkta sessizce otur. O söz söyleyip şimdi susmuşları gör! Onların topraklarını bir renkte, bir halde görürsün, ama halleri bir değildir ki…
Aşk davaya benzer, cefa çekmek de şahide. Şahidin yoksa davayı kazanamazsın.
Eyvahlar olsun o kişiye ki kendisi ölür de isyanı kalır!
Kendini noksan gören kişi, olgunlaşmaya 10 atla koşar. Kendini olgun sanan ise bu zannı sebebiyle Allah’a ulaşamaz.
Sende iyi olan ne varsa dostuna onu ver.
Nerede akarsu varsa orada yeşillik vardır. Akan gözyaşının olduğu yere de rahmet gelir.
İçte ki kiri su değil, ancak göz yaşı temizler.
Fakire verilen,daha onun eline geçmeden Allah’a ulaşır.
Ne kadar bilirsen bil, söylediklerin, karşındakinin anlayabildiği kadardır.
Adalet nedir? / – Ağaçları sulamak. Zulüm nedir/ -dikene su vermek.
Balığa, denizden başkası azaptır.
İyiliği ve ihsanı tamamlamak, başlamaktan daha iyidir.
Ne mutlu o kimseye ki kendi ayıbını görür.
Bir mum, diğerini tutuşturmakla ışığından hiç bir şey kaybetmez.
Bal yiyen, arısından gocunmaz.
Allah ile olduktan sonra, ölüm de ömür de hoştur.
Kanaatten hiç kimse ölmedi, hırsla da hiç kimse padişah olmadı.
Bir şeyi bulunmadığı yerde aramak, hiç aramamak demektir.
Nice kişiler vardır ki dizimin dibindedirler, ama benim için sanki Yemen’dedirler. Yemen’ olan niceleri de vardır ki sanki dizimin dibindedirler.
Nice bilginler vardır ki gerçek bilgiden, hakiki irfandan nasipsizdirler. Bu ilim sahipleri, bilgi hafızıdır, bilgi sevgilisi değil.
Şunu iyi bil ki safları yaran, her şeyi yenen aslanla savaşmak kolaydır; gerçek kahraman odur ki önce kendi nefsini yener.
Bazı insanlar vardır ki selam verirler ve selamlarından is kokusu gelir. Bazıları da vardır ki selam verirler ve onların selamından misk kokusu gelir.
Kendini noksan gören kişi, olgunlaşmaya 10 atla koşar. Kendini olgun sanan kişi de bu zan sebebiyle Allah cc.’ya ulaşamaz.
Hasedi terk et, kendini başkalarına medh etme.
Akıllı isen yalnız başına yolculuğa çıkma.
Kimsenin kalbini kırma. Düşen şeyi alıp (temizleyerek) yersen fakirlikten kurtulursun.
Senden üstün olan kimsenin önünden yürüme.
Dünyanın mutluluğuna mağrur olma. Kimsenin nimetine haset etme.
Edepli, mütevazı (alçak gönüllü) ve cömert ol. Cünüp kimse ile yemek yemek keder verir.
Gece uyanık ol, seher vakti Kur’an-ı Kerim oku. Zikrin dâima Hamd-i Hüdâ (Allahü Teâlâ’ya hamd etmek) olsun.
Ömrüm uzun olsun dersen, kimseye kızma, eziyet etme.
Çok uyumak kazancın azalmasına sebep olur.
Yalnız bir evde yatmaktan sakın. Çıplak yatmak fakirliğe sebep olur.
Nice bilginler vardır ki gerçek bilgiden, hakiki irfandan nasipsizdirler. Bu ilim sahipleri, bilgi hafızıdır, bilgi sevgilisi değil.
Her işe besmele ile başla. Nimete şükür, belâya sabret.
Şunu iyi bil ki safları yaran, her şeyi yenen aslanla savaşmak kolaydır, gerçek kahraman odur ki, önce kendi nefsini yener.
Bir şeyi bulunmadığı yerde aramak, hiç aramamak demektir.
Ey asker… Biliniz ki, bu fetih, Cenâb-ı Hakk katında size ve Sultan II. Mehmet Han’a takdir kılınmıştır. Kim ki bundan şüphe eder, imandan sapmış (İnancını yitirmiş) olur.
Tuzağa saçtığın taneler cömertlik sayılmaz.
Allah ile olduktan sonra, ölüm de ömür de hoştur.
Bazı insanlar vardır ki selâm verirler ve selâmlarından is kokusu gelir. Bazıları da vardır selâm verirler ve onların selâmından misk kokusu gelir.
Akşemseddin Hazretlerinin Nasihatnamesi
Evlâd!
Her işe besmele ile başla, zikrin daima Hüdâ’yı hamd olsun.
Daima temiz ol. Dinine bağlan, cehennem azabından da kork.
Tembel olma; namaza önem ver, o namazın nuruyla doğruluğa devam et. Gece ve gündüz Hüdâ’ya tazarru üzere ol.
Kâr ve kazancına isyan etme. Kim kâr ve kazancına isyan ederse, o rızkını azaltmış olur.
Nimetlere şükret, belalara sabret; böyle yapan gönül aynasını nurlandırır.
Dünya neşeleri ile mağrur olma; sultanların iltifatına sevinme.
Kimseye sitem ve cefa etme; böyle yapan Hüdâ’ya dost olamaz.
Ömrün uzun olsun istersen, çok çok ihsan ve ikramda bulun.
Dilinde olanları halka yayma, gece gibi ol, sırrını ifşa etme.
Hiç kimsenin nimetine hased etme, gücün yeterse hased kapısına sed çek.
Kimseyi çekiştirip kötüleme; keendi nefsini başkalarına medheyleme.
Geçici şeylere önem verme; vaktine göre hareket et. İçinde bulunduğun hali gözet.
Verdiğini alma; tüccar gibi ol.
Nâmahreme bakma, çünkü o kişiye gaflet verir.
Başkalarını kötüleme, yalan ve iftira atma, kimsenin kalbini kırma.
Evinde örümcek bırakma.
Atanı, anne ve babanı isimleri ile çağırma.
Ekmek kırıntılarını ayak altında bırakma. Eğer düşen ekmeği alır yersen zengin olursun.
Senden üstün kişilerin önünde yürüme; onlara karşı edepli, mütevazi ve ikramlı ol.
Elbiseni başının altına koyma; sarığını oturduğun yerde sarma.
Dişinle dişini kesme, tırnağınla dişini karıştırma.
Elbiseni ayakta giyme ve üzerinde dikmekten kaçın.
Tatlı yemek zihni ve zekayı genişletir.
Bir azize sordular: “Unutkanlık nedendir?” O da cevap verdi:Allah’a isyandan kaçının.
Tarağı ortak kullanma; yabancının tarağına el sürme.
Başkalarının misvakına da ortak olma, “Sivak” ona işarettir.
Çırayı (ateş, mum vs.) üfleyerek söndürme. Çünkü onun dumanı aklı karıştırır.
Gece ev süpürme. Cünüp iken yemek yeme çünkü bu gam verir.
Gece aynaya bakmak hatadır. Yalnız olarak bir evde yatmaktan kaçın.
Çok uyumak kazancı azaltır. Çıplak yatmak kişiyi fakir kılar.
Akıllı isen yalnız olarak sefere çıkma; bunda çok tehlike vardır.
Geceleri uyanık ol. Seher vakitleri Rabbini zikret.
Çok cima etmek, ekşi yemek, çok koku sürünmek şüphesiz ki kişiyi ihtiyarlatır.
Cânu gönülden bu tavsiyeleri tutarsan fayda görürsün. Mümkün olduğunca bunlara riâyet edin.
Söyleyeceğim söz budur. Vallâhü e’lemü bi’s-sevâb.(Miftâhu’l-İrşâd)
Akşemseddîn hazretleri sohbetlerinde ve vâzlarında buyururdu ki:
"Her işe Besmele ile başla. Temiz ol, dâim iyiliği âdet edin. Tembel olma, namaza önem ver. Nîmete şükr, belâya sabr et. Dünyânın mutluluğuna mağrûr olma. Kimseye kızma, eziyet ve cefâ etme. Ömrün uzun olsun istersen, kimsenin nîmetine hased etme. Kimseyi kötüleyip, atıp tutma. Senden üstün kimsenin önünden yürüme. Dişin ile tırnağını kesme. Ayakta pantolon giymekten sakın. Misvâkı başkasıyla berâber kullanmak uygun olmaz. Çok uyumak kazancın azalmasına sebeb olur. Akıllı isen yalnız yolculuğa çıkma. Gece uyanık ol, seher vakti tilâvet kıl, Kur'ân-ı kerîm oku. Dâimâ Allahü teâlâyı zikret. Kendini başkalarına medhetme. Nâmahreme bakma, harama bakmak gaflet verir. Kimsenin kalbini kırıp, virân eyleme. Düşen şeyi alıp temizleyerek yersen, fakirlikten kurtulursun. Edebli, mütevâzî ve cömerd ol. Tırnağınla dişini kurcalama. Elbiseni, üzerinde dikmekten sakın. Cünüp kimse ile yemek yemek gam verir. Yalnız bir evde yatmaktan sakın. Çıplak yatmak fakirliğe sebeb olur."
"Velî, insanlardan gelen sıkıntılara katlanıp, tahammül eden kimsedir. Sıkıntıları göğüsler, belâlar yüzünden şikâyetçi olmaz ve adâvet beslemez, düşmanlık tavrı takınmaz. O, toprak gibidir. Toprağa her türlü kötü şey atılır. Fakat topraktan hep güzel şeyler biter.
Allahü teâlâ, Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki: "O insanlar sandılar mı ki, (sâdece) îmân ettik demeleriyle bırakılacaklar da imtihâna çekilmeyecekler." (Ankebût sûresi:2)
Îmân, taklîd ile, babadan ve dededen görerek, sırf îmân ettim demekle olmaz. Böyle taklid ile inanan kimseler, imtihân olunması bakımından belâ ve musîbetlere düçâr olmazlar. Belâ ve musîbetler, Allah dostlarının muhabbet ve sevgisini artırır. Nitekim altın için ateş ne kadar kızgın olursa, altını o derece saf ve hâlis yapar. Bu sebeble kişi mânevî mertebesinin yüksekliğine göre büyük veya küçük belâ ve musîbetlere uğrar. Nitekim Resûlullah efendimiz bir hadîs-i şerîfte buyurdu ki:
"Kişi, dînindeki sebâtına göre belâya (imtihâna) mübtelâ olur. Âfiyet, kıymetini bilmeyen kimse için derd gibidir. Belâ, kadrini bilen için devâ gibidir." Belânın, insanın Rabbine dönmesini sağlayan sıkıntıların kadrini bilen, Hakkı gerçekden sevenlerdendir. Taklid ile sevenler değillerdir. Çünkü taklid ile sevmek, belanın, imtihânın faydasını giderir. Sevilenin hareketi, gerçek muhabbeti bozmaz. Nitekim Mûsâ aleyhisselâm, Fir'avn'ın sarayında Âsiye Hâtun tarafından büyütülürken, Âsiye Hâtun onu gerçekten seviyordu. Fir'avn ise, Âsiye Hâtunu taklid ederek seviyordu. Âsiye Hâtun gerçekten sevdiği için, onun hareketlerinden incinmiyordu. Mûsâ aleyhisselâm Fir'avn'ın sakalını tutup çekince, Fir'avn'ın sevgisi gerçek sevgi olmadığı için, hemen rahatsız oldu."
"Kişinin kadrinin ve kıymetinin varlığı, mihnetlere, belâ ve musîbetlere sıkıntılara sabretmesiyle ortaya çıkar. Bu mihnet, dünyâlığın olmaması veya eksilmesi, elden çıkması ile olur. Sabredenlerin, sabırdaki sebatları sebebiyle iyilikleri; yâni sabır, tevekkül, kanâat ve hilm, yumuşaklık gibi güzel hasletleri artar. Böylece olgunlaşan insanın kalb aynasındaki kirler, cevherin hâlis hâle getirilmesi gibi temizlenir. Belâ günlerinde, belâ geldiğinde Eyyûb aleyhisselâmın kulluğu iyi bir kulluktur.
"Kulluk beş kısımdır: Birincisi ten kulluğudur. Bu, Allahü teâlânın emirlerine uyup, yasak ettiği şeylerden sakınmaktır. İkincisi; nefs kulluğudur. Bu kulluk, nefsi terbiye etmek, ıslâh etmek, mücâhede ve nefsin istemediği şeyleri yapmak, riyâzet çekip nefsin istediği şeyleri yapmamaktır. Üçüncüsü; Gönül kulluğudur. Bu ise, dünyâdan ve dünyâda bulunan şeylerden yüz çevirip, âhirete yönelmektir. Âhirete yarar iş yapmaktır. Dördüncüsü; sır kulluğudur. Bu, her şeyi bırakıp, tamâmen Allahü teâlâya dönüp, O'nun rızâsını kazanmaktır. Beşincisi; can kulluğu. Bu kulluk, müşâhedeye ermek için kendini Allah yoluna vermekle olur..."
"Mânevî huzûra ermek ve bu yolda ilerlemek için dört şey lâzımdır. 1. Az yemek, 2. Az uyumak,3.Halka az karışmak,4. Allahü teâlâyı çok zikretmek."
Etiketler: Akşemseddin Hazretleri'nden (k.s.) Nasihatlar Sözler, Özlü Sözler, Allah Dostlarından Nasihatlar Sözler, Alimlerden Velilerden Nasihatlar Sözler | Mekteb-i Derviş