Mekteb-i Derviş | İslam

  AŞERE-İ MÜBEŞŞERE NEDİR, SAHABELERİ KİMLERDİR?

  CENNETLE MÜJDELENEN ON SAHABE KİMLER?

    Allah‟a hamd, Rasulü Hz. Muhammed Mustafa(s.a.v.) ve ona uyanlara salât ve selam olsun. Allah‟u Zülcelalin mahlûkat içerisinde yarattığı en şerefli varlık insanoğludur. İnsanında en şereflisi Müslüman olanıdır.

    Allah‟u Zülcelalin ilk insan Hz. Adem (a.s.)‟dan son peygamber Hz. Muhammed Mustafa‟ya (s.a.v) kadar gelip geçen bütün peygamberler insanları tevhid dini İslama çağırmışlar,insanın dünyada ve ahirette mutlu olmasını istemişler, ilahi ahlak esaslarını öğretip örnek olmuşlardır. Peygamber varisi olan, âlimler, veliler, mürşidi kâmillerde aynı görevi yapmışlar kıyamete kadarda insanları Hak‟ka davete devam edeceklerdir.

    Dünya kurulduğundan buyana iki davete sahne olmuştur. Biri Hakk‟ın daveti. Diğeri ise Batıl‟ın davetidir. Hakk‟ın davetinde yüzyirmidörtbin peygamberin müşterek davası dile gelir. Hakk'ın önderleri Nebi ve Resullerdir. Her devirde onlara iman edip onları takip eden müminler Allah dostları gelir. Bu davetin ilk öncüsü Hz.Adem(a.s),son elçisi Hatemül Enbiya Hz.Muhammed Mustafa(s.a.v) dır.

    Allah‟u Zülcelalin gönderdiği dinin adı İslamdır. Bütün Nebi ve Resuller bu dini tebliğ etmiş, yaşamış ve insanların yaşamasını ve kurtuluşunu istemiştir.Son olarak bu din Hz.Muhammed Mustafa (s.a.v) tamamlanmış, Allah‟u Zülcelalin razı olduğu ve iman ve iteat edenlerin kurtuluşunun müjdelendiği son din olmuşş, ondan sonra başka bir din, başka bir peygamber, başka bir kitabın indirilmeyeceği bildirilmiş, islamın son din, Hz.Muhammed Mustfanın son Peygamber, Kur‟an-ı Kerimin son ilahi kitap olduğu vahyedilmiştir. İman eden,iteat edenlerin kurtulacağı müjdelenmiştir.

    Dinimiz bize bu yolu göstermiş ve sorumluluklarımızı bildirmiştir. Bu mutluluğa erişebilmemiz, görevlerimizi yerine getirmeye bağlıdır.

    Müslüman‟a düşen, dini ve milli görevlerini doğru olarak öğrenmek ve bunları Allah‟ın rızasına uygun bir biçimde yapmaya çalışmaktır.

    Her Peygamberin davetine icabet edip ona iman eden, dost olan havarileri olduğu gibi, iman etmeyip düşman olan şerde yarışan şeytana, nefsine kul, köle olanlarda vardır.

    Cenab-ı Hak, İman edenleri, Hak din üzere olanları, salih amel işleyenleri cennetiyle müjdelemiş, inkâr edenleri, nefis ve şeytanın esaretine düşenleride azabıyla cezalandıracağını da haber vermiştir.

    Kur'an-ı Mübinde: “Siz insanlar içerisinde seçilip çıkarılmış en hayırlı bir ümmetsiniz. iyiliği emreder, kötülüğe engel olursunuz. Çünkü Allah‟a inanan kişilersiniz. Eğer ehli kitap Hristiyan ve Yahudiler‟de iman edip Müslüman olsalardı onlar için de hayırlı olurdu. Onlardan iman edenler varsa da, çoğu küfre düşmüş fasıklardır.” (Âl-i İmrân suresi,110)

    “Kendilerine dini ve ilmi belgeler geldikten sonra,türlü hiziplere ayrılan, iman ihtilaflarına düşen Yahudi ve hristiyanlar gibi olmayasınız ki, onlara büyük azap hazırlanmıştır.” (Âl-i İmrân suresi, 105)

    “Sizden hayra davette iyilikleri emreder, kötülükleri önleyen bir zümre daima bulunmalıdır. İşte onlar kurtuluşa eren hakiki bahtiyarlar ve saadete kavuşturuculardır.” (Âl-i İmrân suresi, 104)

    Peygamber Efendimiz (s.a.v) de: ”Benim ashabım gökteki yıldızlara benzer hangisine uyarsanız hidayeti bulursunuz.” (Beyhaki ve Deylemi)

    “Benim ümmetim yağmura benzer. Evvelkiler mi daha hayırlıdır, sonrakiler mi daha hayırlıdır bilinmez.” (Tirmizi) “Hiç şüphesiz, Allah‟u Zülcelal bu ümmet için her yüz yılda kendilerine dinlerini yenileyecek âlim kimseler ihsan buyuracaktır.” (Hâkim, Beyhaki, et-Tac. 3/378)

    “Allah, muhakkak ki benim ümmetimi sapıklık üzerinde toplamaz. Allah‟ın inayet ve kudret eli İslam cemaatiyle beraberdir. Müslümanlık camiasından ayrılan Cehenneme ayrılmıştır.” (Tirmizi, et-Tac 3/178)

    “Size iki emanet bıraktım. Bunlara sahip olup uyduğunuz müddetçe sapıtmazsınız. Birisi Allah‟ın kitabı Kur‟an-ı Kerim diğeri Sünneti Resulullahdır.”(İmam-ı Malik Muvatta)

    Ashâb-ı kirâm içinde de Allah Rasûlü‟nün kalbî rikkatleri, ince duyuşları ve hassâsiyetleri ile yoğrularak şahsiyet kazananların başında Hulefâ-i Râşidîn ve Aşere-i Mübeşşere gelir. Çünkü onlar, Allah ve Rasûlü‟ne çok müstesnâ bir aşk ve gönül bağı ile bağlanmışlar ve damlanın deryadaki hâli gibi Peygamber(s.a.v)Efendimizin yüce ahlâk ve hâliyle hâllenmişlerdir. Böylece onların gönül âlemleri, Allah Rasûlü‟ne olan muhabbetle ilâhî aşkın tecellîgâhı, mârifetullâh hazînesinin de muhteşem bir sarayı hâline gelmiştir. Yine onların sözleri ve ibret dolu hâlleri, birer hikmet ve sırlar manzûmesi olmuş ve bütün ümmete en güzel öğüt ve örnek vasfına bürünmüştür.

    İşte hayatlarında iken Allah‟u Azimüşşan, Habibi Hz. Muhammed Mustafa(s.a.v)ya cennetle müjdelenen bu on yüce mübârek sahabi, Allah Resûlü‟nün yanından hiçbir zaman ayrılmamışlar ve varlığın sebebi olan Resûlullah Efendimiz (s.a.v.)‟in muhabbetiyle yanıp tutuşmuşlardır.

    Bu sahabilerin sayesinde, yaptıkları mücadelelerle İslâm toprakları oldukça genişlemiş (özellikle 4 halife devrinde) İslâm‟ın adalet, sevgi, saygı ve kardeşlik anlayışı her tarafa yayılmıştır. Fethettikleri yerlerdeki insanlara İslâm‟ı tebliğ etmişler, Allah‟ın bir olduğunu, Hz. Muhammed (s.a.v)'in O'nun kulu ve elçisi olduğunu en güzel şekilde anlatmışlardır.

    Ayrıca Kur'an-ı Kerim; çağlar geçse de hükümlerinin tazeliğini muhafaza eden ve her devirde geçerli olandır.4 halife zamanında tasnif edilip çoğaltılmış ve bugünkü şeklini almıştır. Bu nedenle onların Kur‟an-ı Kerim‟e hizmetleri çok büyüktür.

    Yaptıkları her işte Allah rızasını gözetip hiç bir zaman menfaat düşünmemişlerdir. Bu dünyaya asla meyletmemişler, kazandıkları bütün malları Allah yolunda harcamışlardır.

    İslâm‟la müşerref olduklarında,hepsi de müşriklerden akla hayale gelmeyen eza ve cefa görmüşler fakat doğru bildikleri yoldan dönmemişlerdir.Bu da onların imanlarının ne derece sağlam ve sarsılmaz olduğunu gösterir.

    Resûlullah (s.a.v)‟ın yanından ayrılmadıkları için. O‟nun hadislerini en iyi şekilde bilip, yaşamaya çalışmışlardır. Allah yolun da Cihadı çok sevdiklerinden bu uğurda canlarını vermekten sakınmamışlardır. Allah hepsinden razı olsun.



Etiketler: Aşere-i Mübeşşere Nedir, Sahabeleri Kimler? Cennetle Müjdelenen On Sahabe Kimler?, Cennetle Müjdelenen On Sahabe, Hz.Ebubekir, Hz.Ömer, Hz.Osman, Hz.Ali, Hz.Sa‟d bin Ebi Vakkas, Hz.Talha b.Ubeydullah, Hz.Zübeyir b.Avvam, Hz.Ubeyde b.Cerrah, Hz.Abdurrahman b.Avf, Hz.Said b.Zeyd | Mekteb-i Derviş

Not: HTML'e dönüştürülmez!
    Kötü           İyi