Mekteb-i Derviş | İslam

    SELAMLAŞMANIN HÜKMÜ NEDİR, NASIL YAPILIR, ÖNEMİ NEDİR?

    “Size selam verildiği zaman, siz de ondan daha güzeliyle karşılık verin. Veya aynısıyla karşılık verin. Şüphesiz Allah, her şeyi hesap edendir.” (Nisa suresi, 86)


    Peygamber Efendimiz (s.a.v): “Kim, esselamü aleyküm derse, kendisine on iyilik yazılır. Esselamu aleyküm ve rahmetullah diyene yirmi iyilik yazılır. Esselamu aleyküm ve rahmetullahi ve berekatühü diyene ise, otuz iyilik yazılır.” (Ebu Davut, Tirmizi, Caiul Usul, 6/602)


      Bir insan diğerine “esselamu aleyküm” dediği zaman, onun sağlık ve selameti için dua etmiştir. Bu selam, karşısındaki insanın kurtuluşuna ve güvenliğine bir garanti teşkil eder.
Selam verilmek suretiyle: “Sen benden emin ol, benden sana asla hiçbir kötülük gelmez” anlamı ifade edilir. Selamet (kurtuluş), uzun ömürlü olmayı da kapsar.
    Es-Selam aynı zamanda Allah’u Zülcelalin isimlerinden birisidir. Selamı veren kimse dilerse, “Selamun aleyküm” dilerse, “es selamü aleyküm” der. Çünkü bu iki şekil de Kur’an’da Taha suresi 47 ve Neml suresi 59. Ayetlerde zikretilmiştir.

    Selama karşılık vermek vaciptir. Muhayyerlik ise, verilen selama ilave yapmak veya yapmamaktadır.
    Sünnete göre selamlaşmak şu şekilde olur:
    Binekle giden yürüyene,
    Küçük büyüğe,
    Azlık çokluğa selam verir,
    Çocuklara selam vermek, vermemekten faziletlidir
    Kurtubi: “Genç yabancı kadınlara selam verilmez. Çünkü onlarla konuşmakta, fitne korkusu vardır. Bu, ya şeytanın vesvesesi olur yahut hain gözün bakışı ile olur.” der.
    Yaşlı yabancı kadınlara selam vermek, güzeldir. Müslüman olan herkese, tanısan da, tanımasan da, selam verilir.
    Tavla, kumar oynayanlara, içki içenlere, büyük günah işleyenlere, defi hacette bulunana, banyoda soyunmuş olana da selam verilmez.
    Zımmi kimseye mecbur kalınmadıkça selam verilmez. Ancak bir zaruretten dolayı ya da onun yanında işi varsa onun anladığı dilde selam verilir.
Kâfir kimsenin dünyasının İslahı için dua edilebilir.

    Nevevi der ki: “Kitap ehli kimseye selam vermek haramdır.
Bir insana selam vermek, onu yüceltmektir. Bir müminin, kâfiri yüceltmesi ise caiz değildir.”
Tercih edilen bir görüşe göre, bidat ehline de selam verilmez.
Müslüman olmayan bir kimse sana selam verirse, sen “Aleyke” “sanada” de. Bu konuda Peygamber Efendimiz (s.a.v): “Size bir Yahudi selam verirse, ölüm size (Es-Samu aleyküm) der. Siz de ona, sana da (ve aleyke) deyin.”
(Buhari, Müslim, Ebu Davut, Tirmizi, Camiul Usul 6/609)

    Yahudilerden bir gurup Resulullaha gelerek “ölüm sana ey Kasımın babası” demişler. Resulullah (s.a.v) ve aleyke (size de) cevabını vermiştir. Bunun üzerine Hz. Aişe (r.a.): “Ölüm size olsun, hem de derhal ölesiniz” diye cevap vermiş. Bunu duyan Resulullah (s.a.v): “Ey Aişe, Allah’u Teâlâ, kötü sözü de, kötü söze daha kötü cevap vermeyi de sevmez” buyurmuş, Hz. Aişe “Fakat dediklerini duymadın mı? Sorusuna Hz. Peygamber (s.a.v) “Onlara cevap vermedim mi? Onlar hakkındaki benim dileğim kabul edilir. Onların benim hakkımdaki dilekleri kabul edilmez.” Cevabını vermiştir.
(Buhari, Müslim, Camiul Usul 6/612)

    Sünnet olan selamın açıkça verilmesidir. Çünkü Peygamber Efendimiz (s.a.v) “Selamı yayın” buyurmuştur.
    Resulullah (s.a.v) Mezarlığa vardığında, mezara uğrar ve şöyle selam verirdi: “Ey burada yatan mümin ve Müslümanlar! Allah’ın
selamı sizlerin üzerine olsun. Sizden önce gelenlere de sonra gelenlere de Allah rahmet eylesin.
    Siz, bizim geçmişlerimizsiniz. Bizler ise, size tabiyiz. İnşallah bizler de, sizlere ulaşacağız. Bize de, size de Allah’tan afiyet dileriz. ”Bir hadisi şerifte de:     “Sizden biri, dünyadayken tanımış olduğu bir adamın kabrine uğrar, ona selam verirse, mutlaka o kul da onu tanır ve onun selamına cevap verir.”
(İbn Asakir, Hatib Bağdadi, Tarihi Fethül Kebir, 3/117)

    İmam Suyuti der ki: “Bize ulaşan eser ve haberler, mezarlığa gelen ziyaretçiyi ölülerin tanıdığını ve sözünü işittiğini bildirmektedir.

    Ziyaretçiden hoşlanır ve ona cevap verirler. Bu durum, hem şehitler ve hem de diğer ölüler için geçerlidir. Bunda bir zamanlama da yoktur.
Sahih olan görüşte budur. Çünkü Resulullah (s.a.v) ümmetine mezarlıklara selam vermeyi emretmiştir. Bu işiten ve anlayanlara verilen selamdır.”

    Hakikat erbabı da şöyle der: “Ruhun, bedenle bir bağı vardır.
Ruhların durumu, bedenlerin durumu gibi değildir. Buradaki yanlışlık, görünmeyen şeyi, görünen şeyle kıyaslamaktır. Zannedilir ki, ruh, bir yeri işgal ettiği zaman, başka bir yerde olma imkânı olmaz.
    Ruhu; bazıları gökteki güneşe benzetmişlerdir. Bunun ışınları yerdedir. MuhammediRuh gibi. Kabri başında kendisine dua edenlere cevap verir. Hz. Peygamber (s.a.v): “Bir kimse bana selam verirse, Allah ruhumu bana mutlaka verir, ben de onun selamına cevap veririm” buyurmuştur.
(Ebu Davut, Sünen; Nevevi, Kitabul Ezkar s. 95)

    Cabir (r.a.): Resulullah (s.a.v) yanındaydık. O bize “size cennet odalarından bahsedeyim mi? dedi. Bizler de: “Bahset ey Allah’ın
Resulü” dedik. Bunun üzerine Resulullah (s.a.v): “Cennette dışarısı içeriden, içerisi de dışarıdan görünen odalar vardır. Orada hiçbir kulağın duymadığı, hiçbir gözün de görmediği nimet ve lezzetler vardır.” buyurdu. Ben: “Bu odalar kimindir ey Allah’ın elçisi” diye sorduğumda ise: “Selamı yaygın hale getirenin, yemek yedirenin, oruca devam edenin ve insanlar uykudayken namaz kılanındır.” buyurdu. (Tirmizi; A.b. Hanbel)

    KİMLERE SELAM VERİLMEZ

    Şunlara yalnız o halde iken selam verilmez:

    1- Namazda olana,

    2- Hutbe okuyana ve hutbeyi dinleyene,

    3- Kur'an-ı kerim okuyana ve dinleyene,

    4- Vaaz edene ve dinleyene,

    5- Fıkıh dersi çalışana,

    6- Din dersi verene ve din dersi ile meşgul olanlara,

    7- Eşi ile meşgul olana,

    8- Avret yeri açık olana,

    9- Abdest bozmakta olana,

    10- Yemek yemekte olana,

    Baştan ikisi hariç, diğerlerine selam verilirse, alma mecburiyeti yoksa da selamı almaları iyi olur.

    Şunlara da her zaman selam verilmez:

    1- Yabancı kızlara ve genç kadınlara,

    2- Kumarbaza ve her oyunu oynayana,

    3- İçki içenlere,

    4- Gıybet edenlere,

    5- Şarkıcılara,

    6- Fasıklara [Açıktan günah işleyenlere],

    7- Kadınlara, kızlara bakanlara selam verilmez.

    Gayrimüslimlere, ancak iş düştüğü zaman selam verilebilir ve selamları alınır. Bid’at ehline de ihtiyaç halinde selam verilir. Zengine, zengin olduğu için selam vermek caiz değildir. Dilencinin, dilenirken verdiği selamı almak gerekmez. Yabancı kadın ihtiyar ise selam verilir. (Dürr-ül-muhtar)

    Kâfire saygı göstermek için selam verilmez. Hadis-i şerifte, (Münafık [ve her çeşit kâfir] ile konuşurken, efendim, demeyiniz) buyuruldu. Zalime, kâfire hürmet etmek, saygı ile selam vermek, üstadım demek, küfür olur. (Berika)

    İslamiyet’in hakim olduğu dönemlerde gayrı müslime ve fasık müslümana selam verilmezdi. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

    (Yahudi ve Hristiyanlara selam vermeyiniz!) [Müslim]

    (Bir kitap ehli [Yahudi veya Hristiyan] size selam verdiği zaman, “ve aleyküm” deyiniz!) [Buhari]

    Bir kâfire, (Allah ömürler versin) demek, caiz değildir. Müslüman olması için veya cizye vererek devletimizin kuvvetlenmesi için, böyle dua etmek, caiz olur. (Berika)

    Demek ki, ihtiyaç düşünce veya onu üzmemek için veya buna benzer sebeplerle Yahudiyle, Hristiyanla veya başka bir kâfirle selamlaşmak veya onun müslüman olması için dua etmek caiz olur.

SELAM VERMEK SÜNNET, ALMAK FARZDIR

Etiketler: Selamlaşmanın Hükmü Nedir, Nasıl Yapılır, Önemi Nedir?, Selam ne demek, selamın anlamı, Selam vermek, selamın aleyküm, aleyküm selam, selam, selam almak, kimlere selam verilmez, selam verilmeyenler, namaz kılana selam verilir mi, Hz.Muhammed, Mekteb-i Derviş

Not: HTML'e dönüştürülmez!
    Kötü           İyi
Benzer Konular