Mekteb-i Derviş | İslam

    KIYAMET SURESİ TÜRKÇE OKUNUŞU, ANLAMI, ARAPÇA YAZILIŞI VE ÖNEMİ

    KIYAMET SURESİ DİNLE, KIYAMET SURESİ EZBERLE

    Mekke döneminde inmiştir. 40 âyettir. Sûre, adını birinci âyetteki “el-Kıyâme”kelimesinden almıştır. Sûrede başlıca, öldükten sonra dirilme ve ceza, ölüm sırasında insanın durumu ve kâfirlerin ahirette karşılaşacağı zorluklar konu edilmektedir.

    Bismillahirrahmanirrahîm

1. Lâ uksimu biyevmi-lkiyâme(ti)

2. Velâ uksimu bi-nnefsi-llevvâme(ti)

3. Eyahsebu-l-insânu ellen necme’a ‘izâmeh(u)

4. Belâ kâdirîne ‘alâ en nusevviye benâneh(u)

5. Bel yurîdu-l-insânu liyefcura emâmeh(u)

6. Yes-elu eyyâne yevmu-lkiyâme(ti)

7. Fe-iżâ berika-lbasar(u)

8. Ve ḣasefe-lkamer(u)

9. Ve cumi’a-şşemsu velkamer(u)

10. Yekûlu-l-insânu yevme-iżin eyne-lmefer(ru)

11. Kellâ lâ vezer(a)

12. İlâ rabbike yevme-iżin(i)lmustekar(ru)

13. Yunebbeu-l-insânu yevme-iżin bimâ kaddeme ve aḣḣar(a)

14. Beli-l-insânu ‘alâ nefsihi basîra(tun)

15. Velev elkâ me’âżîrah(u)

16. Lâ tuharrik bihi lisâneke lita’cele bih(i)

17. İnne ‘aleynâ cem’ahu ve kur-âneh(u)

18. Fe-iżâ kara/nâhu fettebi’ kur-âneh(u)

19. Śumme inne ‘aleynâ beyâneh(u)

20. Kellâ bel tuhibbûne-l’âcile(te)

21. Ve teżerûne-l-âḣira(te)

22. Vucûhun yevme-iżin nâdira(tun)

23. İlâ rabbihâ nâzira(tun)

24. Ve vucûhun yevme-iżin bâsira(tun)

25. Tezunnu en yuf’ale bihâ fâkira(tun)

26. Kellâ iżâ belaġati-tterâkiye

27. Ve kîle men(se) râk(in)

28. Ve zanne ennehu-lfirâk(u)

29. Velteffeti-ssâku bi-ssâk(i)

30. İlâ rabbike yevme-iżin(i)lmesâk(u)

31. Felâ saddeka velâ sallâ

32. Velâkin keżżebe ve tevellâ

33. Śumme żehebe ilâ ehlihi yetemettâ

34. Evlâ leke fe-evlâ

35. Śumme evlâ leke fe-evlâ

36. Eyahsebu-l-insânu en yutrake sudâ(n)

37. Elem yeku nutfeten min meneyyin yumnâ

38. Śumme kâne ‘alekaten feḣaleka fesevvâ

39. Fece’ale minhu-zzevceyni-żżekera vel-unśâ

40. Eleyse żâlike bikâdirin ‘alâ en yuhyiye-lmevtâ

    KIYAMET SURESİ MEALİ (ANLAMI)

1. Yemin ederim o kıyâmet gününe.

2. Yemin ederim pişmanlık duyup dâimâ kendini kınayan nefse ki, siz mutlaka diriltilip hesâba çekileceksiniz!

3. Ne o, yoksa insan kendisinin kemiklerini toplayıp bir araya getiremeyeceğimizi mi sanıyor?

4. Evet! Hem de özel çizgileriyle birlikte parmak uçlarına varıncaya kadar bizim onu yeniden yaratıp düzenlemeye gücümüz yeter.

5. Fakat insan suç işleyip durmak için önündeki kıyâmeti inkâr etmek ister.

6. Alay ederek: “Ne zamanmış o kıyâmet günü?” diye sorar.

7. Korkudan gözlerin kamaşıp kararacağı,

8. Ayın ışığının silinip gideceği,

9. Güneşle ay bir araya getirileceği zaman:

10. İnsan o gün: “Kaçacak yer neresi?” diyecek.

11. Hayır! Kaçıp sığınacak hiçbir yer yoktur!

12. O gün herkesin varıp duracağı yer, yalnız Rabbinin huzurudur!

13. O gün insana yapıp önden gönderdiği ve yapmayıp geride bıraktığı her şey haber verilir.

14. Artık insan kendi aleyhinde bir şâhit ve bir delildir;

15. Kurtulmak için türlü türlü mazeretler ileri sürse de!

16. Rasûlüm! Sana vahyedilen âyetleri hemen ezberleyip bellemek için dilini kıpırdatma.

17. Çünkü onu senin kalbinde toplayıp ezberletmek de, onu dilinde akıtıp okutmak da bize aittir.

18. Biz onu sana okuduğumuzda, sen de onun okunuşunu tâkip et.

19. Sonra onu açıklamak da elbette bize ait bir iştir.

20. Hayır, hayır! Siz peşin olan dünya hayatını ve onun fânî nimetlerini çok seviyorsunuz.

21. Âhireti ise bir kenara bırakıyorsunuz.

22. Yüzler var, o gün mutluluktan ışıl ışıl parlayacak.

23. Sonsuz bir huzur ve saâdet içinde Rablerinin cemâline bakacak.

24. Yüzler de var, o gün asılacak, buruşacak.

25. Çünkü kendisine, bel kemiklerini kıracak belâlı ve korkunç bir şeyin yapılacağını anlayacak.

26. Hayır, hayır! Can köprücük kemiğine dayandığı,

27. “Yok mu bunu iyileştirecek, şifa verip kurtaracak?” dendiği zaman,

28. Can çekişen kişi, bunun gerçek bir ayrılış olduğunu anlayacak.

29. Ölüm acısıyla kıvranıp, bacağı bacağına dolaşacak.

30. İşte o gün Rabbine doğru ebedî yolculuk başlamış olacak.

31. O kişi dünyada ne dini doğrular, ne de namaz kılardı.

32. Tam tersine, dini yalanlar ve onun gereklerinden yüz çevirirdi.

33. Üstelik yaptığıyla övünerek, çalımlı çalımlı dostlarının yanına giderdi.

34. Yazıklar olsun sana! Helâk olasın!

35. Sonra yazıklar olsun sana! Helâk olasın!

36. İnsan, başıboş bırakılacağını ve yaptıklarından hesâba çekilmeyeceğini mi sanıyor?

37. Yoksa o, başlangıçta akıtılan menîden bir damlacık nutfe değil miydi?

38. Sonra rahim duvarına tutunmuş cenin hâlini aldı. Derken Allah ona güzel ve düzgün bir biçim verdi.

39. Sonra da ondan erkek ve dişi eşler yarattı.

40. Peki, bütün bunları yapan Allah’ın, ölüleri diriltmeye gücü yetmez mi?

    KIYAMET SURESİ ARAPÇA YAZILIŞI

   بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

لَٓا اُقْسِمُ بِيَوْمِ الْقِيٰمَةِۙ ﴿١

وَلَٓا اُقْسِمُ بِالنَّفْسِ اللَّوَّامَةِ ﴿٢

اَيَحْسَبُ الْاِنْسَانُ اَلَّنْ نَجْمَعَ عِظَامَهُۜ ﴿٣

بَلٰى قَادِر۪ينَ عَلٰٓى اَنْ نُسَوِّيَ بَنَانَهُ ﴿٤

بَلْ يُر۪يدُ الْاِنْسَانُ لِيَفْجُرَ اَمَامَهُۚ ﴿٥

يَسْـَٔلُ اَيَّانَ يَوْمُ الْقِيٰمَةِۜ ﴿٦

فَاِذَا بَرِقَ الْبَصَرُۙ ﴿٧

وَخَسَفَ الْقَمَرُۙ ﴿٨

وَجُمِعَ الشَّمْسُ وَالْقَمَرُۙ ﴿٩

يَقُولُ الْاِنْسَانُ يَوْمَئِذٍ اَيْنَ الْمَفَرُّۚ ﴿١٠

كَلَّا لَا وَزَرَۚ ﴿١١

اِلٰى رَبِّكَ يَوْمَئِذٍۨ الْمُسْتَقَرُّۜ ﴿١٢

يُنَبَّـؤُا الْاِنْسَانُ يَوْمَئِذٍ بِمَا قَدَّمَ وَاَخَّرَۜ ﴿١٣

بَلِ الْاِنْسَانُ عَلٰى نَفْسِه۪ بَص۪يرَةٌۙ ﴿١٤

وَلَوْ اَلْقٰى مَعَاذ۪يرَهُۜ ﴿١٥

لَا تُحَرِّكْ بِه۪ لِسَانَكَ لِتَعْجَلَ بِه۪ۜ ﴿١٦

اِنَّ عَلَيْنَا جَمْعَهُ وَقُرْاٰنَهُۚ ﴿١٧

فَاِذَا قَرَأْنَاهُ فَاتَّبِعْ قُرْاٰنَهُۚ ﴿١٨

ثُمَّ اِنَّ عَلَيْنَا بَيَانَهُۜ ﴿١٩

كَلَّا بَلْ تُحِبُّونَ الْعَاجِلَةَۙ ﴿٢٠

وَتَذَرُونَ الْاٰخِرَةَۜ ﴿٢١

وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ نَاضِرَةٌۙ ﴿٢٢

اِلٰى رَبِّهَا نَاظِرَةٌۚ ﴿٢٣

وَوُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ بَاسِرَةٌۙ ﴿٢٤

تَظُنُّ اَنْ يُفْعَلَ بِهَا فَاقِرَةٌۜ ﴿٢٥

كَلَّٓا اِذَا بَلَغَتِ التَّرَاقِيَۙ ﴿٢٦

وَق۪يلَ مَنْ۔ رَاقٍۙ ﴿٢٧

وَظَنَّ اَنَّهُ الْفِرَاقُۙ ﴿٢٨

وَالْتَفَّتِ السَّاقُ بِالسَّاقِۙ ﴿٢٩

اِلٰى رَبِّكَ يَوْمَئِذٍۨ الْمَسَاقُۜ۟ ﴿٣٠

فَلَا صَدَّقَ وَلَا صَلّٰىۙ ﴿٣١

وَلٰكِنْ كَذَّبَ وَتَوَلّٰىۙ ﴿٣٢

ثُمَّ ذَهَبَ اِلٰٓى اَهْلِه۪ يَتَمَطّٰىۜ ﴿٣٣

اَوْلٰى لَكَ فَاَوْلٰىۙ ﴿٣٤

ثُمَّ اَوْلٰى لَكَ فَاَوْلٰىۜ ﴿٣٥

اَيَحْسَبُ الْاِنْسَانُ اَنْ يُتْرَكَ سُدًىۜ ﴿٣٦

اَلَمْ يَكُ نُطْفَةً مِنْ مَنِيٍّ يُمْنٰىۙ ﴿٣٧

ثُمَّ كَانَ عَلَقَةً فَخَلَقَ فَسَوّٰىۙ ﴿٣٨

فَجَعَلَ مِنْهُ الزَّوْجَيْنِ الذَّكَرَ وَالْاُنْثٰىۜ ﴿٣٩

اَلَيْسَ ذٰلِكَ بِقَادِرٍ عَلٰٓى اَنْ يُحْيِيَ الْمَوْتٰى ﴿٤٠

    KIYAMET SURESİ NUZÜLÜ

    Mushaftaki sıralamada yetmiş beşinci, iniş sırasına göre otuz birinci sûredir. Karia sûresinden sonra, Hümeze sûresinden önce Mekke’de inmiştir.

    KIYAMET SURESİ'NİN KONUSU

    Allah’ın insanları yeniden diriltmeye muktedir olduğunu bildiren âyetlerle başlayan sûrede ağırlıklı olarak kıyamet koparken evrende meydana gelecek olaylar, ölmek üzere olan insanın halleri, öldükten sonra dirilme ve hesap konuları ile inkârcıların âhirette karşılaşacağı zorluklar, mutlu ve mutsuz insanların halleri ele alınmaktadır. Sûrede ayrıca vahiy esnasında Hz. Peygamber’in Cebrâil’den aldığı vahyi hâfızasına yerleştirmek için gösterdiği gayret, Allah Teâlâ’nın bu konudaki uyarıları ve âhiretin varlığını ispatlayan deliller üzerinde durulmuştur.

KIYAMET SURESİ DİNLE



   


Etiketler: Kıyamet Suresi Türkçe Okunuşu, Anlamı, Arapça Yazılışı ve Önemi, Kıyamet Nedir, Kıyamet suresi ayeti, Kıyamet suresi nuzulü, Kıyamet suresi nerede indi, Kıyamet suresi ne için indi, Kıyamet suresi dinle | Mekteb-i Derviş

Not: HTML'e dönüştürülmez!
    Kötü           İyi
Benzer Konular