Mekteb-i Derviş | İslam

    RAMAZAN AYI VE ORUCUN ÖNEMİ

    “Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur’an’ın indirildiği aydır.” (Bakara suresi, 185)
    Maddi dünyamızın mevsimleri var olduğu gibi, manevi dünyamızın da mevsimleri vardır. Ramazanın girmesiyle birlikte kâinatta adeta manevi bir mevsim değişikliği olur.
    Ramazan manevi dünyamızın baharıdır, yazıdır.Kainat şenlenir, dünya Cennetten kopup gelen bir hava ile dolup taşar. Melekler müminlerin çevresini sarar,Melekler Ramazan ayında Hak huzurundan müjdeler getirir, kainatın Rabbından selamlar ve mağfiret getirir,mümin kalplere, insanların yürekleri emniyet ve sükun duygularıyla dolup taşar.
    Mukaddes kelam Kur’an-ı Kerimin nazil oluşunun yıl dönümünü, müminlerle birlikte melekler, cinler,ağaçlar, böcekler, çiçekler, kurtlar, kuşlar, kara, deniz ve gökyüzü kutlar. Görünen ve görünmeyen alemlerde bir bayram havası eser.Müminler, bu mübarek zaman dilimini fırsat bilerek değerlendirirler. Rablerine karşı kulluklarını ve acziyetlerini apayrı bir şekilde gösterirler.Tam bir ihlas ve şuurla ibadet ve itaate koşarlar.Ramazan her yönüyle bir ibadet mevsimidir.Her mümin Müslüman, namazı, orucu, iyilikleri ve duasıyla bu rahmet ve bereketten nasibini almaya çalışır.Bilerek veya bilmeyerek yapmış olduğu günahları için Allah’dan af ve mağfiret diler. Rabine niyaz da bulunur. Cenâb-ı Hak da kulunun bu samimi dua ve niyazını karşılıksız bırakmaz, günahlarını affeder. Rahmetiyle muamele eder.
    Bu gayretin neticesi elbette karşılıksız kalmayacaktır.Oruç tutup, Ramazan ayını bir kulluk şuuru içinde geçirenler pek çok nimete mazhar olurlar.
    Bu ayın Cenâb-ı Hakk’ın katında müstesna yeri vardır.Ashab-ı kiramdan Ubâde bin Samit (r.a.) anlatıyor:
     “Ramazan ayının başladığı, bir günde Efendimiz(s.a.v) şöyle buyurdu: “İşte rahmet ve bereket ayı olan Ramazan geldi. Artık Allah’ın rahmeti sizi kuşatır. O ay,yeryüzüne bol bol rahmet iner. Günahlar affedilir. Dualar kabul olunur. Allah sizin ibadet ve iyilikte yarışmanıza bakar da bununla meleklerine karşı iftihar eder. Öyle ise kulluğunuzla kendinizi Allah’a sevdiriniz. Asıl bedbaht olanda, bu ayda Allah’ın rahmetinden nasibini alamayandır.”(et Tergibvet Terhib, 2/99)
    Selman-ı Farisi (r.a.) naklettiği bir hadisi şerifte de: Resulü Ekrem (s.a.v) Şaban ayının son günlerinde bize irad ettiği bir hutbede şöyle buyurdu: 
    “Ey insanlar!Büyük ve mübarek bir ay yaklaştı, gölgesi başınızın üstüne düştü. Bu öyle bir aydır ki, içinde bin aydan daha hayırlı olan Kadir gecesi vardır. Allah o mübarek ayın gündüzlerinde orucu farz, gecelerinde nafile namazı meşru kıldı. Bu ayda küçük büyük bir hayır yapan insan,başka aylarda bir farz eda etmiş gibi sevab kazanır. Bu ayda bir farzı yerine getirmek, başka aylarda yetmiş farz yerine geçer. Bu ay, Allah için açlık ve susuzluğun, taatve ibadetin meşakkatlerine sabır ve tahammül ayıdır.Sabrın karşılığı da Cennettir. Bu ay yardımlaşma ayıdır.Bu ay müminlerin rızkını artıracak aydır. Bu ayda herkim oruçlu bir mümine iftar edecek bir şey verirse, yaptığı bu iş günahlarının bağışlanmasına ve Cehennemden kurtulmasına vesile olur. Oruçlunun da sevabından da hiçbir şey eksilmeden onun kadar sevaba kavuşur. Ashabdan bazıları: “Ya Resulallah, hepimiz oruçluya iftar ettirecek durumda değiliz.” dediler. Bunun üzerine Efendimiz (s.a.v): “Allah bu sevabı bir tek hurma ile,bir içim su ile, bir yudum süt ile, oruçlu mümine iftar ettirene de verir.” buyurdular.
    Hudbelerine devamla..“Bu ayın başı rahmet, ortası mağfiret, sonu da Cehennemden kurtuluştur. Bu ayda kim kölesinin (işçi ve hizmetçisinin, çalıştırdığı kişilerin) işini hafifletirse,Allah’da onu affeder ve Cehennemden uzak tutar.Bunun için bu ayda şu söyleyeceğim dört hasleti fazlasıyla bulundurmaya çalışınız. Bu dört hasletten ikisi ile Rabbinizi razı edersiniz. Diğer ikisinden ise hiçbir zaman ayrı kalamazsınız. Rabbinizin rızasına sebep olan hasletlerden birisi bu ayda çokça kelime-i şehadete, tevhide devam etmeniz, diğeri de Allah’dan esteğfirullah diyerek mağfiret dilemenizdir. Vazgeçemeyeceğiniz iki hasletten biri Allah’tan Cenneti istemek, diğeri de Cehennemden Allah’a sığınmaktır.Her kim oruçluya bir yudum su verirse, Allah’da onu mahşer günü benim havzımdan öyle bir su içirecektir ki,Cennete girinceye kadar bir daha susuzluk çekmeyecektir.”(Et Tergibvet Terhib, 2/94)
    Peygamber Efendimiz (s.a.v) buyurdular ki:“Ramazan ayı girdiği zaman Cennet kapıları açılır,cehennem kapıları kilitlenir, şeytanlar zincire vurulur.” (Buhari, Müslim)
    “Gerçek oruç, sadece yiyip içmeyi değil, boş ve hayasızca sözleri de terk ederek tutulan oruçtur. Allah yolunda bir gün oruç tutanın yüzünü Allah yetmiş yıl ateşten uzaklaştırır.” (Müslim)
    “Cennette Reyyan adında bir kapı vardır. Kıyamet gününde oradan yalnız oruçlular girer. Onlarla birlikte başka kimse giremez. Nerede oruç tutanlar? Diye çağrılır ve onlar da o kapıdan girerler. Sonuncusu da girdimi artık kapı kapanır, kimse giremez.”
    “Özürsüz, Ramazanda bir gün oruç tutmayan, bunun yerine bütün yıl boyu oruç tutsa, Ramazandaki o bir günkü sevaba kavuşamaz.” (Tirmizi)
    “Oruçlunun iftar vaktinde yaptığı dua reddolunmaz.Kim kötü söz ve davranışları bırakmazsa, Allah’ın onun yemesini ve içmesini terk etmesine ihtiyacı yoktur.Oruçlunun ağzının kokusu, Allah katında misk kokusundan daha hoştur. Ramazan orucunu tutup ölen kimse,Cennete girer.” (Deylemi)
Ramazan ayı gelince, “Ey hayır ehli, hayra koş. Şerehli, sen de kötülüklerden el çek.” denir. (Nesei)
    “Oruç tutan müminin susması tesbih, uykusu ibadet,duası müstecap ve amelinin sevabı da çoktur.” (Deylemi)
    “Bilhassa oruçlu iken çirkin söz söylemeyin. Birisi size sataşırsa, ona “ben oruçluyum” deyin.” (Buhari)
    “Sahurun tamamı berekettir. Bir yudum su içinde olsa sahura kalkın. Allah’u Teala ve melekleri sahura kalkanlara salat ve selam ederler.” (İmamı Ahmed)
    “İftarı acele ediniz, sahuru geçe bırakınız.”
    “Oruçla Kur’an kıyamet gününde kula şefaat edecektir.”
     “Sahur yemeği yiyin. Çünkü sahurda bereket vardır.”
    “Bizim orucumuzla ehli kitabın orucu arasındaki fark sahur yemeğidir.” (Müslim, Sıyam, 45-46)
    “Faziletine inanarak ve mükafatını umarak Allah rızası için Ramazan gecelerini ibadetle geçiren kimsenin geçmiş günahları bağışlanır.” (Müslim, salatu misafirin, 173-174; R.Salihin, 2/463)
    “Bir kimse Ramazanı şerifin gecelerinde, ibadetin sevabına inanarak ve mükafatını sadece Allah’tan umarak Onun rızası için teravih namazını kılarsa, geçmiş günahları bağışlanır.” (R.Salihin, 2/40)
    “Ashab-ı Kiram diyor ki: “Allah Resulü insanların en cömerdi idi. Bilhassa Ramazan da Cebrail (a.s.) ile karşılaştığı zaman cömertliği son dereceyi bulurdu. Cebrail(a.s.) Ramazanın her gecesinde Efendimizle (s.a.v) buluşup karşılıklı olarak birbirlerine Kur’an okurlardı.İşte böylece Resulullah (s.a.v) Cebrail (a.s.) ile buluştuklarında insanlara rahmet getiren rüzgarlardan daha cömert ve daha faydalı olurdu.” (Müslim, Fedail, 50; R. Salihin,2/ 491)
    Onun için asrı saadette olduğu gibi bu günde yarında Müslümanlar olarak, Oruca, iftara, sahura, teravihe, geceleri ihya etmeye, mukabeleye, yoksulları gözetmeye devam etmeliyiz.Bu güzelliklerimizi gelecek nesillere de aktarmalıyız.

    RAMAZAN VE KUR'AN

    Semavi kitaplar da Ramazan ayında indirilmiştir.İbrahim (a.s.)’ın sahifeleri Ramazan üç gece geçtikten sonra. Tevrat, Musa (a.s.)’a Ramazandan altı gece geçtikten sonra, İncil, İsa (a.s.)’a Ramazandan onüç gece geçince, Zebur, Davut (a.s.)’a Ramazandan Onsekizgece geçince, Kur’an-ı Kerim, Hz. Muhammed Mustafa(s.a.v)’e Ramazan ayında Kadir gecesinde 27. gece nazil olmaya başlamıştır.
     “Allah kimin gönlünü İslama açmışsa o, Rabbinden bir nur üzerinde olmaz mı? Kalbleri Allah’ı anmak, hususunda katılaşmış olanlara yazıklar olsun! İşte bunlar apaçık bir sapıklık içindedirler.” (Zümer suresi, 22)
     “Allah, ayetleri birbirine benzeyen ve mükerrem gelen kitabı, sözlerin en güzeli olarak indirmiştir. Rablerinden korkanların bu kitaptan derileri ürperir, sonra hem derileri ve hem de kalpleri, Allah’ın zikrine ısınıp yumuşar.İşte bu kitap, Allah’ın dilediğini onunla doğru yola ilettiği hidayet rehberidir. Allah kimi de saptırırsa artık ona yol gösteren olmaz.” (Zümer suresi, 23)
    Kabe’de ilk Kur’an okuyan sahabe Abdullah binMesud (r.a.) bir kuşluk vakti Rahman suresini okurken;
    “Rahman ve Rahim Allah’ın adiyla Rahman Kur’an-ıöğretti. İnsanı yarattı. Beyanı belletti. Güneş ve Ay hesaba göredir. Otlar ve ağaçlar O’na secde ederler.” (Er Rahman suresi, 1-4)
    Kureyşliler Kur’an ayetlerini işitince, İbni Mesudunüzerine çullandılar, dövmeye başladılar, onlar vurdukça o okuyordu.
    - Kur’an ruhlara tesir ediyor, müşrikleri çıldırtıyordu.
    - Bugün de Kur’an ruhlara tesir etmektedir. Hz.Ömer’e Kur’an’ın tesir edip Müslüman oluşu bunun en güzel örneğidir.
    İlk ve son nazil olan ayetler:
    - İlk nazil olan ayet İkra suresinin ilk beş ayeti, sonra Meddesir suresinin başı, sonra Nunvel Kalem.- İlk nazil olan sure Fatiha suresi.- Son nazil olan ayet “Bugün siziniçin dininizi ikmal ettim.” Veda haccında nazil oldu.Bu ayetten sonra Resulullah 81 gün daha yaşadı. Hz.Ebubekir(r.a) ilk anlayan oldu. Kemalden sonra zeval var dedi ağladı.
    “Allaha döneceğiniz o gündensakının.” Son inen ayet budur. Bundan sonra Resulullah(s.a.v) 9 veya 7 gün yaşadı. Ashab-ı Kiram bundan acıhaberin yaklaştığını anladı.Son inen sure Nasr suresi.
    Kur’an-ı Kerim’in İsimleri:
    En meşhur 4 isim Kur’an, Kitab, Zikir, Fûrkan. Diğer isimleri de: Nûr, Hüda, Hakîm, Beyan, Mev’ıza, Belağ,Şifa, Rahmet, Rûh, Hak, Adl, Mecid, Aziz, Kerim, Mübarekv.s.Mevzuatul Ulum, bu isimleri 55 kadar sayar.
    Ayet: Alamet, nişan, ibret, emri acib, mucize, bürhan,delil manalarına gelir.
    Sûre: Yüksek makam, yüce derece, şeref ve şan, alamet ve nişan, bir yer etrafında çevrilmiş sur, hisar manalarına gelmektedir.
    Kur’ın-ı Kerim’de 114 sure, 6666 ayet, 14 secde, 1000 ayet emir, 1000 tanesi Nehiy, 1000 tanesi Müjde, 1000 tanesi Azab, 1000 tanesi Haber, 1000 tanesi Misal, 500 tanesi Ahkam, 100 tanesi Dua tesbih, 66 tanesi Nasih ve Mensuh. Kelime sayısı 77.389, Harf sayısı 321.585 tir.
    48.822 = ا
    10.426 = ب
    10.476 = ت
    1.404 = ث
    1.322 = ج
    4.138 = ح
    1.532 = خ
    1.778 = د
    4.978 = ذ
    12.070 = ر
    1.608 = ز
    11.599 = س
    1.125 = ش
    7.708 = ص
    5.382 = ض
    1.264 = ط
    842 = ظ
    9.414 = ع
    1.319 = غ
    1.479 = ف
    6.820 = ق
    10.512 = ك
    31.522 = ل
    26.422 = م
    26.555 = ن
    25.080 = و
    19.070 = ه
    4.709 = لا
    15.719 = ى
    Zamahşeriye göre.
    Üstün sayısı : 370.143
    Ötre sayısı : 40.804
    Esre sayısı : 309.586
    Hemze sayısı : 3.273
    Med sayısı : 1.771
    Şedde sayısı : 19.253
    Nokta sayısı : 156.631
    Hurufumukatta : 29 surenin başında.
    Kıraat İlmi ve Kurra:
    Kurra kelimesi kırattandır. Kıraat okumak ve tilavet manasınadır.
    Tilavet, Kur’an-ı Kerim okumaktır. Tane tane, kolay geleni okumaktır.
    Tertil ise, güzel, uygun ve hoş bir sedaile tane tane okumaktır.
    Sahabe de Meşhur Kurralar: Hz. Osman, Hz. Ali, ÜbeyibniKâ’b, Zeydbin Sabit, Abdullah Ubni Mesud, Ebûd Derde, Ebu Musa el-Eşari (r.anhüma).
    Tabiinden: Medine de, Said İbniMüseyyeb; Mekkede, Âta, Mücahit, Tavus, İkrime; Basrada, Amir, Nasr bin Alim, Yahya b. Yaser; Kufe de, Alkame, Esved, Mecruh,Said İbni Cübeyr, Şa’bi, Nehai; Şam da, Mugire bin Ebi Şihab (r.aleyh).
    Mütevatir Kıraatler (7 kıraat Meşhur imamlar)
    1- İbni Kesir – Mekke
    2- Nafi – Medine
    3- İbni Amir – Şam
    4- Ebu Amr – Basra
    5- Hamza – Kufe
    6- Kisai – Kufe
    7- Asım – Kufe (Bizim Kıraat imamımız)
    Kur’an-ı Kerim başka bir dile tercüme edilebilir. Ama başka bir dille ibadet yani Namaz da okunamaz.

    KADİR GECESİ

    Allah’u Zülcelalin “Bin aydan daha hayırlıdır.” buyurduğu Kadir gecesi Kur’an gecesidir. Selam gecesidir.Şükran gecesidir. İkram ve gufran gecesidir. Allah’a kulluk eden müminler için seksen üç yıl dört ay değerinde olan Kadir gecesi, Yüce Rabbimizin bu ümmete bir bağışıdır.Ömründe on defa Kadir gecesini ibadetle geçiren bir Müslüman, sekizyüzotuzüç sene dört aydan daha çok ibadet sevabı kazanmaktadır. Bu bağış, Rahman ve Rahim olan Allah’ın, imanlı gönüllere verdiği büyük değerin ifadesidir. (Elmalılı, Hak Dini Kur’an Dili, c. 9, sh. 342-343)    Görülüyor ki, insanlık ufkuna Kur’an güneşinin doğduğu bu gece, bin aydan daha hayırlıdır. O Kur’an ki,Allah’u Azimüşşanın son kanunu ki, insanlık semasını küfür ve şirk karanlıklarının kapladığı, imani, ameli, içtimai ve ahlaki çöküntülerin kainatı sardığı, sevgi, şefkat,adalet ve güven duygularının silindiği, gönüllerde Allah’a isyanın şiddetle hüküm sürdüğü bir zamanda bütün cihanı aydınlatmış ve insanlığı Tevhid sancağı altında toplanmaya davet etmiştir.    İşte, cihan semasını kaplayan cehalet bulutlarını “oku”emriyle dağıtan Kur’an-ı Kerim’in Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v)’ya indirilmeye başlanması, bu geceye büyük bir şeref kazandırmıştır.    Zira, Kur’an-ı Kerim’in gelişi, insanlığın kurtarıcı bir inkılaba erişi demektir. Fertler, aileler, cemiyetler,milletler ve top yekün insanlar dünya ve ahiret saadeti istiyorlarsa, Hz. Kur’an’a teslim olmaya onu baş tacı etmeye mecburdurlar. Kur’an’a yüz çeviren, Kur’an’dan kaçan bir insanlık aradığı huzur ve saadeti bulamayacaktır. Cenâb-ı Hak, Nebiler nebisi, hatemül enbiya Hz.Muhammed Mustafa (s.a.v)’ya Ramazan ayının 27.Gecesi yani Kadir gecesinde bütün alemlere rahmet peygamberi olarak görevlendirildiğini Cebrail (a.s.) ile bildiriyor,ilk emrini de vahyediyordu. Rabbimize sonsuz hamdü senalar olsun ki, bizleri bu mübarek gün ve gecelere eriştirmiş. Habibi Hz.Muhammed Mustafa (s.a.v)’ya ümmet eylemiştir. Bu ne büyük bir nimettir.Ramazan ayı, orucu, iftarı, sahuru, okunan, dinlenen mukabeleleriyle, dolan camileri, dinlenen vaaz ve nasihatlarıyla, yapılan hayır ve hasenatlarla bir rahmet ve bereket ayıdır. Ramazanın her günü, gecesi, çok kıymetli olmakla birlikte Kadir gecesi, ecrin, mükafatın, feyz ve bereketin rahmetin, ilahi aşkın doruk noktasıdır.Efendimiz (s.a.v) kendisine Kadir gecesini nasıl bulacağız ve nasıl değerlendirmeliyiz diyen ashabına: “Kadir gecesi gelince Cebrail (a.s.) meleklerden bir toplulukla yeryüzüne iner. Namaz kılanlar. Ayakta veya oturarak Allah’ı zikreden herkese selam verirler.” (Enes b. Malik (r.a.) “Kim, Ramazanın 27. gecesi sabaha kadar ihya ederse o, bana Ramazanın diğer bütün gecelerini ihya edenlerden daha sevimlidir.” (Hz. Ömer (r.a.) “Hz. Fatima (r.a.) Efendimiz (s.a.v)’e: Ey babacığım, erkeklerden ve kadınlardan o geceyi ihya edecek kudrette olmayan zayıflar ne yapsın? Efendimiz (s.a.v) de: Yastıkları koyup ona dayanarak bu gecenin saatlerinden bir saatte otururlar ve Allah’a dua ederlerse bu, bence ümmetimin Ramazanın bütün gecelerini ihya etmelerinden daha sevimlidir.” buyurdu. Hz. Aişe (r.a.) validemiz de Efendimize bu gece ne yapmalıyız dediğinde: Efendimiz (s.a.v)’de:“Kim,Kadir gecesini ihya ederek o gece iki rekat namaz kılsa ve tevbe-i istiğfar etse, Allah onu mağfiret eder. Allah’ın rahmetine erişir. Cebrail (a.s.) onu kanadıyla sıvazlar.Cebrail (a.s.) her kimi kanadıyla sıvazlarsa o cennete girer.” buyurdu. İslam alimleri, Paygamber Efendimiz (s.a.v)’in“Kadir gecesi Ramazanın 27. gecesidir.” Hadisine dayanarak İslam aleminde bu gece kutlanmaktadır.Kadir Suresi otuz kelimedir. Yirmiyedinci kelimesi hiyedir. Ve bu “hiye” o gecedir. Bu Ramazanın otuz gün olacağına, her bir kelimesinin Ramazanın bir gününe işaret eder. “LeyletülKadr” surede üç yerde geçmesi ve dokuz harf olup 3x9=27 üçle, dokuzun çarpımı neticesi yirmiyedi olması, Ramazanın yirmiyedinci gecesi Kadir gecesi olduğu kuvvetle muhtemeldir.Onun için bu geceyi ve gündüzünü iyi ihya etmeli,fakir ve yoksulları, çocukları sevindirmeli, Kabirleri ziyaret ederek, eş, dost ziyaret ederek, geçmişlerimize Kur’an okuyup dua ederek Anne babamız hayatta ise ellerini öpüp, hayır dualarını almak yoksa Fatihalar göndermek,gecesinde evde camide, Kur’an okuyarak vaazu nasihat dinleyerek, Allah’ı zikrederek, tevbe ve dua ile kaza ve nafile namaz kılarak, Efendimize (s.a.v) bol bol salat ve selam getirerek ihya etmeliyiz. Eğer iki rekat nafile Kadir namazı kılarsak, her rekatta fatihadan sonra ikiyüz ayeti celile okunur. Eğer yüz rekat kılınırsa her rekatta Fatiha’dan sonra Kadir suresi ile üç ihlas suresi okunup iki rekatta bir selam verilir. Sonunda da dua edilir.اِنَّآ اَنْزَلْنَاهُ ف۪ي لَيْلَةِ الْقَدْرِۚ ﴿1﴾وَمَآ اَدْرٰيكَ مَا لَيْلَةُ الْقَدْرِۜ ﴿2﴾لَيْلَةُ الْقَدْرِ خَيْرٌ مِنْ اَلْفِ شَهْرٍۜ ﴿3﴾تَنَزَّلُ الْمَلٰٓئِكَةُ وَالرُّوحُ ف۪يهَا بِاِذْنِ رَبِّهِمْۚ مِنْ كُلِّ اَمْرٍۙۛ ﴿4﴾سَلَامٌ۠ۛ هِيَ حَتّٰى مَطْلَعِ الْفَجْرِ ﴿5﴾   

    Surede işaret buyurulan 5 husus şunlardır.
 1- İnsanlığı dünya ve ahiret saadetine ulaştıracak olan Allah’ın son kitabı Kur’an-ı Kerim, Kadir gecesinde indirilmiştir.O Kur’an ki, kalplere nur, ruhlara gıda, dertlere şifa ve insanlık için tek saadet kaynağıdır. 2- Kadir gecesi, ibadet ve taatle Allah’a koşan, dua ve niyazla Rabbimize yönelen gönüller için, içinde Kadir gecesi bulunmayan bir aydan hayırlıdır. Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuşlardır; “Kim imanlı bir gönülle ve sevabını Allah’tan umarak Kadir gecesini ihya ederse, geçmiş günahları af ve mağfiret olunur.” (Buhari, Müslim, Ebu Davut, Tirmizi, Et Tac c. 2,sh. 80) Hz. Aişe (r.a.) validemizin; “-Ya Resulellah, Kadir gecesine rastladığım zaman ne söyleyeyim?” sorusuna; Resulullah (s.a.v) şöyle buyurdular: “Allahım, sen affedicisin, affetmeyi seversin, beni de affet.” (Tirmizi, Nesei, İbnMace, İbn Kesir Tefsiri, c. 7, sh. 399) 3- Kadir gecesi meleklerin ve Cebrail (a.s.)’ın yeryüzüne indirilip Allah’a kulluk eden müminleri selamlamaları, onlarla kaynaştıkları, onları tebrik ettikleri ve ibadetlerine katıldıkları şeref ve azamet gecesidir. 4- Kadir gecesi yüce Rabbimizin gelecek sene için olup bitecek bütün işleri takdir ettiği ve hükme bağladığı karar gecesidir. 5- Kadir gecesi, ta sabaha kadar tevbelerin kabul edildiği,ilahi rahmet ve mağfiretin müminleri kuşattığı bir kurtuluş gecesidir.Bir hadis-i şerifte: “Allah Resulu (s.a.v)’e kendisinden önceki insanların ömürlerinin ne kadar olduğu (yahut Allah’ın dilediği kadar) gösterildi. O bunları görünce, kendi ümmetinin ömürlerini kısa buldu. Uzun ömürlü olan diğerlerinin işledikleri salih amelleri işleyemezler diye düşündü.Bunun üzerine Allah’u Teala ona bin aydan hayırlı olan Kadir gecesini ihsan etti.” (İ. Malik, et Tac, c. 2, sh. 80) Cenabı Hak, kullarının bu ayı ihya etmeleri için Kadir gecesini Ramazan ayında gizlemiştir. “Kadir gecesini Ramazanın son on gecesinde arayınız.” (Buhari, Müslim, et Tac, c. 2, sh. 81) “Kadir gecesi Ramazanın 27. gecesidir.” (Ebu Davut, Tirmizi, Ahmed, Et Tac., c. 2, sh. 84)

    “Şüphesiz biz Onu (Kur’an-ı kadir gecesinde indirdik.Kadir gecesinin (şeref ve faziletini) sana bildiren nedir? Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır. O gecede melekler ve ruh (Cebrail) Rab’lerinin izni ile (o sene takdir edilen)her bir iş için (yeryüzüne) iner de iner. O gece, tan yeri ağarıncaya kadar bir selam ve kurtuluş gecesidir.” (Kadr suresi, 1-5)

    RAMAZAN BAYRAMI

    Bugün, Allah-u Azimüşşanın ilahi rahmetinin bol bol tecelli ettiği mübarek bir gündür. Bu gün bir ay boyunca oruçlarını tutan, mukabele ve vaazu nasihat dinleyen namazlarını kılan, kimsesizleri, yoksulları gözeten imanlı gönüllerin hasad günüdür.

    Bugün evveli Rahmet, ortası Mağfiret, sonu da Cehennemden azad müjdesi verilen müminlerin Bayram günüdür.
    Diz dize, omuz omuza geldiğimiz, saf saf Allah'ın huzuruna yöneldiğimiz şu mübarek Ramazan bayramından nasıl istifa etmeli Bayram bize hangi ruh ve şuuru vermelidir?
    Akıllı ve şuurlu Müslüman, bugünden yarını düşünebilen, kabirle açılacak ebedi hayatın azığını şimdiden hazırlayabilendir.
Bu bakımdan hazırlığımızı sadece belli bir güne tahsi setmek, Bayram geldi geçti diye namazlarımızı, niyazlarımızı da bitirmek, hatalı ve tehlikelidir. Çünkü Müslümanlık, geçici bir zaman için giyilen mevsimlik bir elbise değildir.
    

Etiketler: Ramazan Ayı ve Orucun Önemi, Kadir Gecesi, Ramazan ve Kuran, Kadir Gecesi, Mekteb-i Derviş, İftar, Sahur, Ramazan Bayramı

Not: HTML'e dönüştürülmez!
    Kötü           İyi
Benzer Konular