Mekteb-i Derviş | İslam

    GERÇEK TESETTÜR NEDİR? NASIL OLMALI? İLGİLİ AYETLER ve HADİSLER

    Erkek ve kadınların avret yerlerini Yani bakılması haram olan yerlerini setretmesi örtmesi demektir ki, Kadınların avret mahalli; Bileklerine kadar elleri, topuklarına kadar ayakları ve yüzü hariç bütün bedenidir. Erkeklerde ise, göbeği ile diz kapağı arası avret mahallidir. Bir fıkıh terimi olarak erkek veya kadının şer’an örtülmesi gereken yerlerini örtmesi demektir. Bir kimsenin örtmesi gereken ve başkasının bakması haram olan yerlerine “avret yeri” denir. 

    Örtünün sık dokunmuş ve altını göstermeyen kalınlıkta olması gerekir. Ten rengi görünmemelidir. Aynı zamanda örtünmede bulunması gereken diğer önemli vasıf da vücut hatlarını belli edecek şekilde dar olmamalıdır. Müslüman bir kadının yabancı erkeklere ve Müslüman olmayan kadınlara karşı yüzü, bileklere kadar elleri ve ayakları dışında vücudunun tamamı avrettir. Ayaklarda görüş ayrılığı olmakla birlikte sağlam görüşe göre ayaklar açık kalabilir. Bu yerlerin gerek namaz içinde ve gerekse namaz dışında örtülmesi farzdır. Kadınların mahrem olan hısımları yanında el, ayak, kol, saç ve benzeri zinet yerlerini açmaları caizdir. (Nûr Suresi,31-32).

    Kadının kadınlara karşı avret yeri göbekle diz kapakları arasında kalan kısımdır. Bunun dışındaki yerleri kadınların yanında açabilirler. (el-Mavsılî, el-İhtiyâr, I, 45).

    Tedavi gibi zaruret sebebiyle erkek veya kadının avret yerlerine doktor, ebe, iğneci ve pansumancı gibi kimselerin bakması caizdir. Ancak kadınların bu gibi tedavilerinde kadın doktor, ebe ve sağlık personelinin tercih edilmesi gerekir. Bunlar bulunmayınca “Zarûretler sakıncalı olan şeyleri mübah kılar” kuralı işletilir.

    Karı-koca birbirinin vücutlarının her yanına bakabilirler. Eşler arasında örtünme zorunluluğu söz konusu olmaz. 

    Çıplaklık ahlakın bozulmasına, zinanın çoğalmasına, şehevani hislerin kamçılanmasına sebep olmaktadır. Açılan bir çiçek, nasıl arıları kendine davet etmekteyse örtünmeyen bir kadında erkeklerin gözlerini üzerine çekmiş olur. Müslüman bir kadın, bütün meziyet ve güzellikleri ile evinin ve erinin kadını olacaktır. O satılık bir mal değildir ki, giyindiği zaman elbisesini, soyunduğu zaman sinesini teşhir etsin. Örtünme ilahi bir edep kaidesidir. Hiçbir sorumluluğu olmayan canlılarda bile bunun izlerine tesadüf edilmektedir. Onlarında avret yerleri tüy ve kuyruklarla örtülü yaratılmışlardır.

    Kadının hayâ ve tesettürü onun için manevi bir hayattır. Bundan yoksun bir kadın ne kadar nefes alıp verse de ölüden farkı yoktur. Ne yazık ki günümüzde tesettür giyim firmaları tesettüre uygun değil de istek ve taleplere göre ürünleri satışa çıkartıyorlar. Tesettür modası adı altında sergilenen ürünler Müslüman kadınları etkilemiş durumdadır.

    Ne yazık ki günümüzde, tesettürü sadece bir bez ile başını örtmekten ibaret düşünenler çoğunlukta. Örtünmeyi modacılardan feyz alarak değil yüce Allah’ın emrettiği gibi kapanmamız gerekir. Moda, toplumumuzun özünde, kültüründe, örfünde ve âdetinde olmamasına rağmen dizi/filmler/reklamlar aracılığı ile zihinlere dayatılmış bir akımdır.

    Değerli kardeşim güzel ve temiz giyinmeyi Peygamber (s.a.v)Efendimiz sürekli tavsiye etmiş ve ashabına bu tavsiyesine uymalarını söylemiştir. Maddi durumu yerinde olan erkek/kadın tüm Müslümanlar israfa kaçmadan tabii ki güzel giyinmeliler ancak buradaki çizgi Müslüman giyinirken süslüman olmamalıdır.

    Tesettür giyimin maneviyatına yakışmayan tesettür makyaj konusunu da ele almadan geçmeyelim. İslam dini kadına istediği kadar gönlünce süslenme özgürlüğünü evinin içerisinde sadece kocasına karşı vermiştir. Kadının kocasından başkasına süslenmesi hatta evinde bakımsız dışarı çıkarken tam tersi süslenmesi kesin bir dille haram kılınmış ve bunun vebali hatırlatılmıştır. Kadınların kocalarına karşı süslenmeyip dışarıda süslenmeleri aile kurumunu büyük bir şekilde zedeleyip parçalamaktadır. Zira Müslüman bir erkek katiyen bunu kabul edemez, sindiremez.

    Kadınların tesettürün ilk önce amacını bilmeleri gerekiyor, zira tesettür şuuru yerleşmeden yaşamaya devam ettiğimizde ne denli vahim sonuçların meydana geldiğini her gün sokaklarda görmekteyiz. Allah’ın ayetini bir farz olmaktan çıkararak tarz haline getirmek vebali büyük bir yanlıştır, bunun altından kalkamayız.

    Gerçek Tesettür Nasıl Olmalıdır?

    Sorumluluk taşıyan Müslümanlar, tesettür konusunda üzerlerine düşen faaliyet ve hizmetleri yapmaları gerekir. Şöyle ki:

    1- Tesettürün kesin bir İslâmi farz olduğu, bunun Kur’an’la, Sünnetle, İcma-i ümmetle sabit olduğu. Bu farzın Kıyamet'e kadar geçerli olacağı. Bunda kimsenin değişiklik ve reform yapamayacağı.

    2- Tesettürü inkâr edenin dinden çıkacağı.

    3- Müslüman kadın ve kızların tesettüre uymaları için, onların anlayacağı, tesiri altında kalacağı uygun telkinat, nasihat ve propaganda yapılması. Kırıcı, nefret ettirici, menfi tepkiye sebep olacak öğüt, propaganda ve telkinlerden kaçınılması.

    4- Tesettürün dinî ve imanı bir konu olduğu.

    5- Tesettürün sadece İslâm dinine mahsus olmadığı, bütün dinlerde ve medeniyetlerde bulunduğu, başörtüsünün evrensel olduğu.

    6- Tesettürün farz olduğunu kabul etmekle birlikte ona riayet etmeyen bir kadının günahkâr bir Müslüman olacağı ancak bu farzı inkâr ederse, "İslâm'da böyle bir şey yoktur. Ben böyle bir şeyi kabul etmiyorum..." derse dinden çıkacağı.

    7- Tesettürün gerilik olmadığı, aksine medeniyet olduğu.

    8- Vahşi kavimlerin çıplak gezdiği, medenî insanların tesettüre riayet ettiği.

    9- Tesettürün gayesinin fuhşu, azgınlığı, seks kışkırtıcılığını, ahlaksızlığı, teşhirciliği önlemek olduğu. Seksi kıyafet bir kadın veya kızın, başını örtmüş de olsa, tesettürlü sayılamayacağını.

    10- Tesettürün, başını örttükten sonra canının istediği her şeyi giyebileceği ve her şeyi yapabileceği manasına gelmediği.

    11- Tesettürle ilgili milyonlarca faydalı, değerli, etkili, güçlü broşür ve kitap yayınlanması.

    12- Müslüman kadın ve kızların kıyafetlerinin, açık kadınlarınkinden üstün olması için ciddî müesseseler kurulması.

    13- Tesettür kıyafetinin paradan başka bir şey düşünmeyen bir takım bezirgân zihniyetli kimse ve ticarethanelerin kâr aleti haline getirilmemesi.

    14- Şehevî, seksî, dikkat çekici olmamak şartıyla yüksek ve temsilci Müslüman kadın ve kızlarının çok zarif, çok kibar, sade fakat asil kıyafetlere, renklere, çizgilere bürünmeleri.

    15- Tesettürde dikkat çekici ve bayağı cırtlak pembelerden, cırtlak kırmızılardan, cırtlak yeşil ve mavilerden, acı ve cırtlak sarılardan kaçınılması.

    16- Parlak ve cırtlak olmayan mat ve sade renklerin tercih edilmesi.

    17- Gerekiyorsa giyim-kuşam evlerinden olmak üzere dünyanın büyük müesseselerinden tesettür kıyafetleri konusunda yardım alınmalı, onlarla işbirliği yapılmalı.

    18- Kur’an-ı Kerim'deki, Peygamber (s.a.v) Efendimiz ‘inSünnet ‘indeki, fıkıh kitaplarındaki tesettürle ilgili, ayetlerin, Hadislerin, hükümlerin çok düzgün ve vasıflı kitaplar halinde yayınlanması.

    19- Hiç olmazsa bir kısım tesettürlü Müslüman kadın ve kızların açık hanımlardan daha zarif, daha sanatlı giyinmiş, daha üstün bir zarfa bürünmüş olmalarının sağlanması.

    20- Tesettür konusunda yapılması gereken ve yapılabilecek olan her faaliyetin, her hizmetin planlı ve programlı bir şekilde hakkıyla ifa edilmesi.

    Yukarıda saydığımız hizmetler yapılabilir mi? Elbette yapılabilir. Ancak tesettür konusundaki engeller, yasaklar, kösteklemeler genel değildir. Bu konuda nereden baksanız yüzde seksen hürriyet ve serbestlik vardır. Lakin Müslümanlar, önde gelen şahıslar ve kurumlar bu hürriyeti fırsat bilerek, vazifelerini ve hizmetlerini yapmıyorlar.

    Peki, bu noktaya nasıl geldik? Nasıl ki çarpık kentleşme diye bir kavram var, bu da çarpık bir gelişme, çarpık bir değişim! Yarım yamalak öğrendikleri bir takım bilgiler ile bu kızlar başlarını örtmelerinin gerektiğini biliyorlar. Ama başlarını örterken göbeklerini hiç açmamaları gerektiğinin farkında bile değiller. Sulandırılmış bir eğitim ile ancak bu kadar oluyor.

    Doğrudan bir kez ayrıldınız mı şeytan size yaptığınız her şeyi güzel göstermeye başlar. Açılan göbeğiniz bile size güzel gözükür. Cenab-ı Hak şöyle buyurur: “Şeytan onların yaptıklarını kendilerine süslemiş, güzel göstermiş."(Neml Suresi: 24)Başınızın örtülü olmasını kâfi sanır, öteki yerlerinizin açılmasında beis görmez olursunuz.

    Kadını hürleştirmek ve yükseltmek bahanesiyle, milletimize yapılan büyük zulümlerden birisi de, kadınların ve kızların öncelikle seks ve şehvet aracı olarak görülmesidir. Bizim dinimiz, bizim millî törelerimiz kadını anne, nine, teyze, bacı, kız evlât, eş olarak görür. Kadınların, hayvani içgüdüleri gıcıklayan şekilde reklamlarda, sahnelerde, ekranlarda, podyumlarda kendilerini teşhir etmelerinin medeniyetle, özgürlükle hiçbir alâkası yoktur. Böyle uygarlık ve özgürlükler bir aldatmacadan, şeytanî kuruntulardan ibarettir. 

    Kadınlara, üzerinde resmî antet bulunan "vesikalarla" fahişelik yapmak iznini ve hakkını vermek, asla kadın özgürlüğü değil, aslında en iğrenç bir kölelikten başka bir şey değildir.

    Bir İslam şehrinin gerçekten bir İslam şehri olduğunu gösteren kıstaslar vardır. Bunlardan biri Cuma ezanı okunduğu vakit ticaretin durması ve erkeklerin Cuma namazı kılmak üzere camilerde toplanmasıdır. Bir başkası da kadınların tesettürlü olmasıdır.

    Cuma ezanı okunuyor... Caddeler, meydanlar", sokaklar insan dolu. Otobüsler, trenler, vapurlar, metrolar, otomobiller, taksiler, içleri insan dolu olduğu halde vızır vızır işliyor. Çarşılar, pazarlar, insan dolu... Dükkânlar, kahvehaneler, lokantalar, pastaneler, hanlar, pasajlar insan dolu... Bu şehir nasıl bir İslam şehridir.

    Şu husus unutulmasın ki, tesettür konusunda çalışmak bir "Emr-i bil-mâruf ve nehy-i anil-münker" vazifesidir, farzdır. Bu farz büsbütün terk edilirse azab gelir, felaket gelir.

    Huzeyfe b. Yeman (r.a) den rivayete göre Peygamber(s.a.v)Efendimiz: “Canımı gücü ve kudretiyle elinde tutan Allah’a yemin ederim ki, ya iyilikleri emreder ve kötülüklerden nehyedersiniz, ya da ALLAH kendi katından yakın zamanda üzerinize bir azab gönderir. Sonra Allah’a yalvarıp dua edersiniz ama duanız kabul edilmez.“Buyurarak, emr-i bil mârufu ve nehy-i anilmünkeri terk eden bir toplum üzerine azab ineceğini açıkça haber vermiş, bizi uyarmıştır.

    Peygamber (s.a.v) Efendimiz'in her devirde gerçek ve icazetli vârisleri, vekilleri, halifeleri bulunmaktadır. Bunlarla birlikte. Bunlara tabi olmalıyız. Böyle yaparsak inşallah, yanlış yola düşmeyiz.

    Müslüman kadının giyiminde esas mesele, tesettürü sağlamasıdır. Eli ve yüzü dışında bütün vücudunu örtmesi, açık kalmamasıdır. Giyilen bir elbisenin tesettüre uygun olması için de altını göstermeyecek şekilde kalın ve avret yerlerini örtecek kadar uzun olmalıdır. Bunun için altını gösterecek şekilde ince ve şeffaf olan bir elbise ile örtünme gerçekleşmiş olmaz.

    “Resulüllah (s.a.v) kadınlardan erkeklere benzeyenlere, erkeklereden de kadınlara benzeyenlere lanet etti.” (Buhari nr:5751, ebu Davut nr:4098, Ahmet b.Hambel nr:3149, Nesei nr:9161)

    “Ümmetimin son dönemlerinde bir takım adamlar olacaktır. Erkekler gibi eğerlerin (bineklerin) üzerine binip cami kapılarına ineceklerdir. Hanımları ise giyinik üryandır, (giyinik çıplaktır), başları üzerinde arık deve hörgücü gibisi vardır. Onalara lanet edin. Zira onlar lanet olunmuşlardır.” (Ahmet b.Hambel - müsned nr.6786, Ibn-i Hibban sahih nr:5655-7347)

    "Erkeğin avret yeri göbeği ile diz kapağı arasıdır." (Ahmed b. Hanbel, II/187)

    "Diz kapağı avret yerindendir." (Zeylai, Nasbu'r-Raye, I, 297)

    Ebu Hureyre (r.a)rivayetinde: Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurdu: “Ateşlik iki sınıf insan ki ben onları henüz görmedim. Yanlarında sığırkuyruğu gibi kamçılar olup insanları onlarla döven topluluk ve biri de bir takım kadınlar topluluğudur ki bunlar giyinik, çıplaktırlar. Görenleri yoldan saptıran ve kendileri de haktan sapanlardır. Başları bir tarafa sarkan deve hörgücü gibi olacaktır. Bunlar cennete giremeyecekler. Kokusu şu kadar, şu kadar yürüme mesafesinden alındığı halde, bunlar cennetin kokusunu da bulup alamayacaklardır." (Müslim - sahih bab: libas ve’l- zineh hadis nr.3971)

    Tesettürün Faydaları ve Hayatımızda ki Önemi

    Kur’an’ve Sünnette emredilen her hususta, tavsiye buyrulan her kaidede bir ilahi hikmet vuku bulduğu gibi, tesettür ayetlerinin de uhrevi, dünyevi, toplumsal ve şahsi hikmetleri bulunmaktadır. Allaha (c.c) inanıp Resulünün (s.a.v) izinden yürüme gayreti içerisinde olan Salih müminlerin bu sebebi hikmetleri bilmesi, tanıması, idrak etmesi ve hayatına intikal ettirmesi çok önemlidir.

    Kadınların yaradılışında bir zayıflık ve naziklik bulunmaktadır. Bu özellikten dolayı bir erkeğin himayesinde bulunması, güvende hissetmesi, korunması ve Allah’u Zülcelâl’in bir emaneti olduğu unutulmamalıdır. Bu sebeplerle kadınların eşleri tarafından sevilmeye, korunup kollanılmaya, aile müessesinin güven altına alınmasına, örtünmeleri sadece eşlerine özel olmaları ve eşlerinin de sadece kendilerine özel olmaları büyük bir önem arz etmektedir.

    Toplumumuzdaki en büyük sancılardan birisi olan namusun sadece kadınlara özgü olduğu düşüncesi var birde. Erkekler toplumun gözünde masum görünürken kadınlar en ufak bir hatada acımasızca eleştirilir, dışlanır ve namusuna leke düşer. Bu sebeple kadınlar ırz ve namuslarının güvende olmasını hissetmek isterler, daha sağlam bir aile yapısına sahip olmak ve eşleri tarafından kendisine güvenilmesini ister. Bu hususta tesettürün yardımı çok büyüktür, hakkıyla tesettüre giren kadın yabancı gözlerden korunmuş olur ve tesettür adabına uygun davranması hasebiyle namusunu ve ırzının güvenini temin etmiş olur.

    Bir ailenin huzuru, mutluluğu ve neşesi büyük ölçüde eşlerin arasındaki sevgi, güven, karşılıklı saygı ve hürmete dayalıdır. Tesettürsüz ve açık bir bayanın dışarıdan gelebilecek etkilerden dolayı olumsuz etkilenmesi veyahut enaniyete kapılması eşler arasındaki muhabbeti etkileyeceğinden aile içi huzuru, mutluluğu ve neşeyi olumsuz yöne çekecektir. Tesettürlü olan ve sadece eşine özel olan bir kadının, sadece eşine bakan yabancı kadınlara karşı göz kapaklarındaki tesettürü koruyan bir eşin mensubu olduğu bir ailenin bu tarz olumsuzluklarla karşı karşıya gelmesi mümkün değildir.

    Kurtuluşa Ermek İçin:

    Lafla değil bil fiil Allah’ın ve Resulünün şeriatına uyarak, dostu düşmanı tanıyarak, edep ve hayâ sahibi bir Müslüman olarak arkamızdan temiz bir nesil bırakarak ilahi rahmete ulaşabiliriz.

    Tesettür bilincine sahip kadınların ve erkeklerin var olduğu bir toplumda fuhşiyatın artması gibi bir durum söz konusu olamaz. Kadın erkeklerin dikkatini çekecek, kalbine şehvet tohumları serpecek bir giyim tarzından uzak olduğunda, Allah’ın (c.c.) emrettiği tesettürü uyguladığında, erkeklerin göz kapaklarına hâkim olarak üzerlerine emrolunan tesettürü hayata geçirdiklerinde, eşlerinin ve kızlarının tesettürünü düzenli tuttuğunda toplumdaki tüm bozulmalar, ahlak dışı görüntüler ve günaha olan yönelme, toplumsal infial, tıbben neslin zamanla zayıflaması, aşırı cinselliğin üzerine yoğunlaşma hastalığı, namusun ve ırzın muhafaza edilmesi üzerine olan tehlikeler, aile müessesinin tahrip olması gibi sayabileceğimiz birçok acı sonuçların önüne geçebilir, İslam ümmetine yakışır bir toplum, Kur’an’da kurtuluşla müjdelenen müminler olabiliriz.

    Onun için Ey Müslüman! Özüne dön. Kur’an’a sarıl. Allah’a ve Resulüne itaat et. Şerefli ecdadının emanetlerine sahip çık. İffetini namusunu şerefini koru. Edep ve hayâdan ayrılma. Aile yuvanı, neslini koru. Giyinik çıplaklardan, Cehenneme atılanlardan olma. Güneş balçıkla sıvanamaz. Başka çıkış yolu yok. Hepimizin dönüşü Allah’a dır.Onun huzurunda tek tek hesap vereceğiz.


Etiketler: Gerçek Tesettür Nedir? Nasıl Olmalı? İlgili Ayetler ve Hadisler, İslam'da Tesettür Nasıl, Tesettür Nasıl Olur, Tesettür Nedir, | Mekteb-i Derviş

Not: HTML'e dönüştürülmez!
    Kötü           İyi
Benzer Konular